
Tebrikler, Bianna Art!
Viyana'dan Bianna Art, yeni oyunu "Güneşin İzinde - Mezopotamya’nın Ruhu" adlı oyunun tanıtım filmiyle dikkat çekti.
VİYANA. Yeni Vatan Gazetesi, „Güneşin İzinde – Mezopotamya’nın Ruhu ile…“ başlıklı yeni oyunun detaylarını sizler için toparladı.
Bienna Art
Güneşin İzinde – Mezopotamya’nın Ruhu ile…
21 Temmuz 2025’den Floridsdorf’da
Misyonumuz
Bianna Art olarak amacımız, Avrupa’da yaşayan Türk toplumunun kültürel kimliğini sanat yoluyla güçlendirmek ve her bireyi birer kültür elçisi haline getirmektir. Viyana merkezli çalışmalarımızda, halk oyunları ve tiyatroyu bir araya getiren disiplinler arası üretimlerle genç nesillerin kökleriyle bağ kurmasını destekliyoruz. Sanatı; aidiyet, ifade ve kültürel aktarımın bir aracı olarak kullanıyor, gelenekle geleceği sahnede buluşturuyoruz.
Vizyonumuz
Kültürlerarası diyaloğun en güçlü dili olan sanat aracılığıyla, hem Avrupa toplumuna Türk kültürünün zenginliğini tanıtmak hem de bu mirası gelecek kuşaklara yaratıcı yollarla aktarmak istiyoruz. Bianna Art olarak, diasporada büyüyen gençlerin kendi kültürlerine yabancılaşmadan çokkültürlü bir topluma entegre olabilmelerini destekliyor; doğduğu topraklara bağlı, yaşadığı coğrafyayla uyumlu bireyler yetiştirerek
kültürel köprüler kurmayı hedefliyoruz.
Güneşin İzleri
“Güneşin İzleri”, uygarlığın doğuşuna tanıklık eden kadim coğrafyaların sesini bugünün sahnesine taşıyan disiplinler arası bir sahne çalışmasıdır. Göbekli Tepe’den Nemrut’a, Petra’dan Babil’e uzanan kültürel miras; müzik, dans ve teatral anlatımın harmanlandığı bu gösteride yeniden hayat buluyor. Ateşin keşfiyle başlayan anlatı, insanlığın doğayla ilk temasına, topluluk bilincine ve kültürün filizlenişine odaklanıyor. Her sahne, izleyiciyi tarihsel bir yolculuğa çıkarırken, evrensel değerlerle bugüne ayna tutuyor.
Kadının sesi bu anlatının merkezinde yer alıyor.
Yaşamı var eden, sürdüren ve dönüştüren kadın figürü; hem geçmişi temsil ediyor hem de günümüzün dirençli ruhunu sahneye taşıyor. Geleneksel halk danslarımız, Mezopotamya’nın çok katmanlı ve çok kültürlü yapısını yansıtan güçlü birer anlatı aracına dönüşüyor.
—
Türk halk oyunlarını sade bir sunumla değil, anlamlı bir hikâyenin içine entegre ederek sahnelemeyi tercih ettik. Bu hikâye, Mezopotamya’nın derin tarihinden ilhamla kurgulandı. Tiyatro grubumuz, sahneler arasındaki geçişleri klasik sözlü tiyatrodan farklı olarak, çağdaş tiyatronun ifade olanaklarını kullanarak yorumladı. Metne ve anlatı akışına uygun özgün beden hareketleri ve mimiklerle sahne dili oluşturuldu.
Bu tercihin temelinde ise dansın evrensel anlatım gücüne olan inancımız yatıyor. Duyguyu kelimelere ihtiyaç duymadan, hareketle, beden diliyle, müzikle ifade etmek; seyircinin dil, yaş veya kültür fark etmeksizin hikâyeye ortak olabilmesini sağladı.
“Güneşin İzleri”, yalnızca bir dans gösterisi değil; kimlik, hafıza ve köklerle ilgili bir hatırlama alanıdır. Seyirciyi geçmişle buluştururken, insan, doğa ve kültür arasındaki kadim bağları yeniden düşünmeye davet eder.



