The Guardian: „Trump, İsrail’e destek vermek için ABD istihbarat raporlarını görmezden geliyor“

İngiltere'nin önemli gazetelerinde The Guardian'de 17.06 tarih ve "Trump, İsrail'e destek vermek için ABD istihbarat raporlarını görmezden geliyor" başlıklı analizi kaleme alan Andrew Row dikkat çekici bilgileri toparladı.

Andrew Roth’un Washington’dan The Guardian için yaptığı analizin Türkçe çevirisi şöyle

The Guardian : „Trump, İsrail’e destek vermek için ABD istihbarat raporlarını görmezden geliyor.“

Andrew Roth, Washington, The Guardian, 17.06.20225

Başkan Trum, kendi seçtiği  Amerikan’ın en üst düzeydeki istihbarat  şefi Tulsi Gabbard’ın İran’ın nükleer silah geliştirmediği yönündeki kararını reddetti açık kaynaklardan öğrenildi.

ABD Ulusal İstihbarat Direktörü Tulsi Gabbard, bu yılın Mart/2025 ayında Kongre’de düzenlenen bir oturumda şu çarpıcı açıklamayı yaptı: „Amerikan İstihbarat servisleri, “İran’ın nükleer silah geliştirmediğini ve üst düzey lider Humeyni’nin 2003’te askıya alınan nükleer silah programını onaylamadığını belgeleyerek değenlendirilmesini istiyorlar.“ 

Başkan Donald Trump 16.Haziran yani dün olan Salı sabahı aceleyle Washington’a döndüğünde, 18 ABD istihbarat servisinin bilgilerini kendisine ileten, kendi seçtiği yetkilinin değerlendirmesini  resmen reddetti. Trump, “Onun  yani Amerikan’ın en üst düzeydeki istihbarat  şefi Tulsi Gabbard’ın  ne dediği umurumda değil. Bence İran nükleer silaha sahip olmak üzeridir” dedi.

Trump, bu değerlendirmesiyle İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu’nun görüşüne katıldı. Netanyahu, İran’ın “yakın zamanda” nükleer silah üretme planlarının, İran’ın uranyum zenginleştirme programını kesin olarak durdurmak için İsrail’in ve umduğu gibi ABD’nin de önleyici bir saldırı yapmasını gerektirdiğini söylemişti.

“Bu bizim savaşımız değil”

Her iki partiden ABD milletvekilleri, İran’a müdahaleyi  engelleyen kararı destekledi

Böylece,  Trump daha önceki ABD’nin Orta Doğu müdahalelerine ve genel olarak istihbarat servislerine karşı şüpheci tavrından dolayı atadığı istihbarat servisleri başkanı Tulsi Gabbard‘ da izole edilmiş oldu. Trump sıkı durun, Gabbard’ı “derin Amerikan devleti” olarak nitelendiriyor.

Gabbard, CNN’e verdiği demeçte, “Trump, Mart ayında yıllık tehdit analizimde söylediğim şeyin aynısını söyledi. Ne yazık ki, medyada çok fazla insan benim söylediklerimi gerçekten okumakla ilgilenmiyor” diyerek Trump ile arasındaki ayrılığı yumuşatmaya çalıştı.

Ancak Trump yönetimi İran’a saldırmaya her zamankinden daha yakın görünürken, Gabbard önemli karar görüşmelerinden dışlandı. İran’ın nükleer bir atılımın eşiğinde olmadığı yönündeki değerlendirmesi, önleyici bir saldırı düşünen bir hükümet için son derece rahatsız edici hale geldi.

Trump Salı günü sosyal medyada İran‘ a yönelik “KOŞULSUZ TESLİM OLUN!” yazdı. ABD, bölgeye bir uçak gemisi grubu, KC-135 tanker uçakları ve ek savaş uçakları gönderdi. ABD medyasında yer alan haberlere göre, bu kaynaklar Trump’a çatışmaya doğrudan müdahale için “daha fazla seçenek” sunacak.

İran’ın nükleer bomba üretme zamanına ilişkin istihbarat bilgileri, bir saldırı olması durumunda titizlikle incelenecek. Böyle bir saldırı, ABD için yeni bir dış politika çatışması başlatacak ve Ortadoğu’da yeni bir düzen getirebilir ve ABD’nin “sonsuz savaşlar” dönemini sona erdirmeyi amaçlayan Trump’ın başkanlığını yeniden tanımlayabilir.

20 yıl sonra

Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı’nın raporuna göre, İran 20 yıl sonra ilk kez nükleer silahların yayılmasını önleme yükümlülüğünü ihlal etmekten resmi olarak suçlu bulunmasının ardından, İsrail geçen hafta hava saldırıları başlattı. Ayrıca, ülkenin potansiyel olarak dokuz nükleer bomba üretmeye yetecek kadar silahlanmaya uygun düzeyde uranyum zenginleştirdiği de açıklandı.

ABD Merkez Komutanlığı başkanı ve İran’a karşı daha sert bir tutumun savunucusu olan General Michael Erik Kurilla, geçen hafta Temsilciler Meclisi Silahlı Kuvvetler Komitesi üyeleri önünde yaptığı açıklamada, İran’ın üç hafta içinde “on adede kadar nükleer silah” üretmeye yetecek kadar silahlanmaya uygun uranyuma sahip olabileceğini söyledi.

Ancak Salı günü yayınlanan bir CNN haberi bu iddiayı sorguladı ve haberleştirdi. CNN’de  ABD istihbaratının değerlendirmesine yakın dört kaynak, İran’ın aktif olarak nükleer silah peşinde olmadığını ve “nükleer silah üretip istediği hedefe ateşleyebilmesinden üç yıl uzakta” olduğunu söyledi.

İran’ın nükleer silah geliştirme potansiyeline yönelik şüpheler, Gabbard’ın Trump’ın yakın çevresinden uzaklaşmasında da yansıma buluyor. Trump yönetimi içinde, kişiler genellikle belirli siyasi pozisyonları savunuyor ve popüler olmayan görüşlere sahip olanlar çevreden uzaklaşıyor.

Trump, geçen Pazar günü kabinesinin tüm üst düzey üyeleriyle ulusal güvenlik konulu bir siyasi tartışma toplantısı düzenledi. Ancak Gabbard toplantıya katılmadı. Onun yokluğu, ABD politikasının İran karşıtı bir yöne kaydığının işareti olarak yorumlandı.

Trump’ın izolasyonist “Amerika Önce” fraksiyonunun bir üyesi olan ve ABD’nin İran’a doğrudan saldırmasına karşı çıkan Steve Bannon, “Gabbard neden Camp David’deki tüm gün süren toplantıya davet edilmedi?” diye sordu.

Trump’ın “Amerika Önce” koalisyonunda etkili bir yorumcu olan Tucker Carlson, “Nedenini biliyorsunuz” diye yanıtladı. Carlson, hükümet içindeki “savaş çığırtkanlarını”, aralarında Fox News’un popüler sunucuları Mark Levin’in de bulunduğu isimleri sert bir şekilde eleştirmişti.

Cumhuriyetçi şahinler ve MAGA izolasyoncuları: Trump’ın İran’a tepkisini belirleyebilecek iç savaş.

Camp David’deki toplantıdan birkaç gün sonra Gabbard, nükleer savaş tehlikesine karşı uyarıda bulunduğu tuhaf bir video yayınladı. “Bu, şu anda önümüzde duran, tehlikede olan şeyin gerçeğidir. Çünkü bugün burada, nükleer yıkımın eşiğine hiç olmadığı kadar yakın dururken, siyasi elit ve savaş çığırtkanları, nükleer güçler arasında korku ve gerginliği pervasızca körüklüyor” dedi.

Bu açıklamalar, ABD’nin Rusya ile Ukrayna arasındaki çatışmaya müdahalesine atıfta bulunabilir. Ancak özellikle İran konusunda ABD politikası hızla değişiyor gibi görünüyor: Yabancı müdahalelere karşı çıkanlar, Trump yönetimindeki nüfuzlarını kaybetmemek için tavırlarını değiştiriyor gibi görünüyor.

Örneğin, ABD’nin pahalı dış müdahalelerden kaçınması gerektiğini açıkça dile getiren, ancak İran konusunda şimdiye kadar çekingen bir tutum sergileyen Başkan Yardımcısı JD Vance, “Trump, İran’ın uranyum zenginleştirmesini durdurmak için daha fazla önlem almaya karar verebilir . Bu karar nihayetinde başkanın elinde.Ancak başkanın bu konuda biraz güven kazandığını düşünüyorum. Ve bunu yakından gözlemledikten sonra, size şunu temin edebilirim ki, onun tek ilgisi Amerikan halkının hedeflerine ulaşmak için Amerikan ordusunu kullanmaktır. Ne yaparsa yapsın, odak noktası budur.“  dedi.

(Analiz Andrew Roth, Washington, The Guardian, 17.06.20225)

Relevante Artikel

Back to top button
Cookie Consent mit Real Cookie Banner