
TKG 18 Aralık’ta ilk kez uyardı, Avusturya Sosyalist Gençlik (SJ) şimdi suç duyurusunda bulundu
Sosyalist Gençlik, ÖVP ve Entegrasyon Bakanı Claudia Plakolm hakkında suç duyurusunda bulundu
Viyana , 23.12.2025- Avusturya’da “Entegrasyon Barometresi” etrafında büyüyen siyasi ve hukuki tartışmaların ortasında kritik bir ayrıntı gün yüzüne çıktı. Avusturya Türk Kültür Cemiyeti (TKG), söz konusu ölçüm ve buna dayalı siyasi kampanyalar konusunda 18 Aralık’ta kamuoyunu ilk kez uyaran sivil toplum kuruluşu oldu.
TKG, ÖVP’nin kontrolündeki Integrationsfonds tarafından, herkesin ödediği vergilerle finanse edilen ve kendilerine yakın dış anket şirketleri aracılığıyla yürütülen sözde “bilimsel araştırmanın” yöntemini eleştirdi. Müslümanlar hakkında çanak, telkin edici ve yönlendirici sorularla dolu; yalnızca 1000 kişiyle, alelacele telefon üzerinden yapılan bu çalışmanın bilimsel bir araştırma olarak sunulmasının toplumsal barışı tehdit ettiğini belirtmişti.

Sosyalist Gençlik, ÖVP ve Entegrasyon Bakanı Claudia Plakolm hakkında suç duyurusunda bulundu
Avusturya Sosyalist Gençlik Örgütü (SJ), Avusturya Halk Partisi (ÖVP) ile Entegrasyon Bakanı Claudia Plakolm hakkında, toplumsal nefreti körüklediği gerekçesiyle savcılığa suç duyurusunda bulundu. SJ, ÖVP’nin sosyal medya üzerinden yürüttüğü entegrasyon kampanyasının Müslümanlara yönelik ayrımcı ve dışlayıcı bir dil içerdiğini savunuyor.

SJ’nin tepkisine neden olan kampanya, “Sıfır Tolerans” başlığı altında yayımlanan paylaşımlarda entegrasyonun bir teklif değil, zorunluluk olduğu mesajını öne çıkarıyor. Kampanyada ayrıca, Entegrasyon Barometresi’nden alınan ve toplumun bir bölümünün Müslümanlarla birlikte yaşamayı zor bulduğunu gösteren veriler kullanıldı.
Sosyalist Gençlik, bu tür paylaşımların belirli bir toplumsal grubu genel şüphe altında bıraktığını ve Müslümanlara yönelik nefret söylemini normalleştirdiğini ifade ediyor. Örgüte göre, bu yaklaşım toplumsal barışı zedeliyor ve birlikte yaşam kültürüne zarar veriyor.
SJ Genel Başkanı Larissa Zivkovic, yaptığı açıklamada, “Güvenlik ve entegrasyon politikası adı altında yürütülen bu kampanya, açık biçimde ayrımcıdır. Müslüman karşıtı kışkırtmaya karşı sessiz kalamayız” dedi. Zivkovic, suç duyurusunun amacının demokratik toplum düzenini ve eşit yurttaşlık ilkesini korumak olduğunu vurguladı.
Kampanya, hükümet ortağı Sosyal Demokrat Parti (SPÖ) içinden de eleştiri aldı. SPÖ’lü siyasetçiler, uzun yıllardır Avusturya’da yaşayan ve topluma katkı sunan Müslümanların genelleme yoluyla hedef alınmasının kabul edilemez olduğunu belirtti. Viyana Belediye Başkanı Michael Ludwig de siyasette dışlayıcı bir dilin toplumu kutuplaştırdığı uyarısında bulundu.
Olay, Avusturya’da entegrasyon, göç ve siyasi dil tartışmalarını yeniden alevlendirirken, sosyal medya kampanyalarının hukuki ve toplumsal sınırları bir kez daha gündeme geldi.
ÖVP’nin kampanyası ve artan tepkiler
Ardından ÖVP Uyum Bakanı, söz konusu anket sonuçlarını alarak kendi parti sitesinde “Biliyor muydunuz? Avusturya’da üç kişiden ikisi Müslümanlarla birlikte yaşamayı zor buluyor” şeklinde bir kampanya başlattı. Bu söylem, Avusturya’nın karanlık tarihindeki propaganda yöntemlerini hatırlatan bir üslupla sunuldu ve tüm Müslümanları adeta şeytanlaştıran bir çerçeve oluşturdu. Kampanya kamuoyunda büyük tepki topladı.
Tüm eleştirilere rağmen ÖVP İçişleri Bakanı, bilimsel niteliği tartışmalı bu anketi savunarak “Bu anketi destekliyoruz. Bilimsel bir çalışmadır. Müslümanlarla birlikte yaşamanın zor olduğu bilimsel olarak ortaya konmuştur” açıklamasını yaptı. Aynı şekilde ÖVP Genel Sekreteri de 10. Viyana Favoriten’de yaşayan her üç kişiden ikisinin Müslümanlarla birlikte yaşamayı zor bulduğunu söyleyerek kampanyaya destek verdi.
Tüm bunlar, Avusturya’da 22 Aralık ile Noel Gecesi olan 24 Aralık arasında, yani barış, esenlik ve merhamet duygularının kültürel ve dini olarak en yoğun yaşandığı günlerde gerçekleşti. Bu süreçte TKG’nın herkesten önce ve tüm detaylarıyla yaptığı uyarıların doğruluğu dikkat çekti.
Siyasi partilerden sınırlı tepki
Bu gelişmelere karşı hükümet ortakları SPÖ ve NEOS ile muhalefetten Yeşiller, ÖVP’nin bu siyasetini sert biçimde eleştirdiler; ancak tepkiler bununla sınırlı kaldı. Avusturya’da ilk kez, Karl Lueger dönemi, Austrofaşizm ve Nazi döneminden sonra bir topluluğun bu denli toptan düşmanlaştırılması, TKG’nin Almanca açıklamalarında da vurgulandığı gibi, tarihe not düşülecek bir olay olarak kayda geçti. Bu süreçte Avusturya Sosyalist Gençliği de sessiz kalmadı.
TKG’nin hukuki değerlendirmesi ve tarihsel bağlam
TKG açıklamasında, Entegrasyon Barometresi’nin bilimsel bir araştırma aracı olmadığı vurgulanarak, bu çalışmanın sugestif sorularla Müslümanları sistematik biçimde problemleştiren, kriminalize eden ve itibarsızlaştıran ideolojik bir araç olduğu ifade edildi. Cemiyet, bu tür uygulamaların Ceza Kanunu’nun 283. maddesinde yer alan “dini grupların aşağılanması ve nefrete teşvik” yasağıyla açıkça çeliştiğini belirtti.
Özellikle medyada sıkça tekrarlanan “Avusturyalıların üçte ikisi Müslümanlarla birlikte yaşamayı sorunlu buluyor” türü ifadelerin, kamu kaynaklarıyla finanse edilen yönlendirilmiş anketlerin sonucu olduğu savunuldu. TKG’ye göre bu tablo, toplumsal gerçekliği değil, yıllardır sürdürülen siyasi iletişim stratejisinin ürettiği algıyı yansıtıyor.
Cemiyet, entegrasyonun bir “sadakat testi” gibi sürekli Müslümanlara yeniden ispat ettirilmeye çalışılmasını insan onuruna aykırı ve anayasal eşitlik ilkesine karşı olarak nitelendirdi. Açıklamada, Avusturya’da yaşayan yaklaşık 800 bin Müslüman’ın ülkenin ekonomik, sosyal ve kültürel hayatının ayrılmaz bir parçası olduğu özellikle vurgulandı.
TKG, sözde entegrasyon ölçümlerinin “kültürel ırkçılık (neo-ırkçılık)” örneği olduğunu belirterek, kültür ve dinin değişmez özellikler gibi sunulup bütün bir topluluğun “entegrasyona uygun değil” şeklinde etiketlendiğini ifade etti. Cemiyete göre entegrasyon bir barometreyle ölçülemez; hele ki önyargı üreten bir araçla hiç ölçülemez.
Açıklamada ayrıca geçmişte de benzer uygulamaların yaşandığı hatırlatıldı. 2014 yılında yayımlanan bir araştırmada, Avusturya Entegrasyon Fonu’nun (ÖIF) ÖVP yönetiminde siyasi olarak kullanılabilir Müslüman karşıtı anlatılar üretmek için devreye sokulduğu belgelenmişti. TKG, bugünkü Entegrasyon Barometresi’ni bu zincirin devamı olarak değerlendiriyor.
TKG, son olarak Birleşmiş Milletler’in Avusturya’daki yaygın ırkçılık ve yapısal ayrımcılığa ilişkin tespitlerine dikkat çekerek, hükümetin bu uyarıları ciddiye almak yerine önyargıları besleyen araçları kullanmayı sürdürmesini sert bir dille eleştirdi.
Cemiyet, hükümete açık çağrıda bulunarak, gerçekten güvenlik riski oluşturan kişi e yapılar varsa bunların tek tek ve somut biçimde isimlendirilmesini; tüm bir inanç topluluğunun hedef haline getirilmesine ise derhal son verilmesini istedi.
Kaynaklar
Sozialistische Jugend zeigt ÖVP und Bundesministerin Plakolm wegen Verhetzung an
TKG-Stellungnahme zum Integrationsbarometer und zur Einhaltung des § 283 StGB
https://www.yenivatan.at/oevpnin-muesluemanlara-yoenelik-kiskirtici-kampanyasina-sert-elestiriler/
ÖVP Kampanyası
https://www.instagram.com/p/DSZ2UV0DLBu/?utm_source=ig_embed&utm_campaign=loading



