Tony Blair Gazze Planında: Irak’tan gelen katliam gölgesi!

Ortadoğu’da barış arayışları sürerken, ABD Başkanı Donald Trump’ın desteklediği geçici Gazze yönetimi planında Tony Blair’in adı yeniden gündeme geldi. Blair’in bu yapının başına getirilmesi için Körfez ülkeleri ve BM nezdinde görüşmeler yürütülüyor. Ancak bu öneri, Blair’in geçmişteki rolü nedeniyle hem Filistinli gruplar hem de uluslararası kamuoyunda yoğun tepkiyle karşılanıyor.

Birol Kılıç, Viyana’dan gözlem ve analizler

Tony Blair’in Gazze için önerilen rolü kamuoyunda sert tepkilere yol açıyor. Başka insan mı kalmadı sorusu gündemde? Irak Savaşı’ndaki sorumluluğu ve “yanlış istihbarat” gerekçesiyle yargılanmaması, Filistinli gruplar tarafından yeniden gündeme getiriliyor. Eleştirmenler, bu atamanın barış değil, yeni bir güvensizlik dalgası yaratacağını savunuyor.

Tony Blair’in Gazze için önerilen rolü, yalnızca diplomatik bir tercih değil, Ortadoğu halklarının hafızasına karşı işlenmiş bir provokasyondur. Irak Savaşı’nda “kitle imha silahları” yalanıyla milyonlarca insanın hayatını etkileyen bu figür, bugün Gazze gibi travmatik bir coğrafyada yeniden “çözüm üretici” olarak sunuluyor. Bu, barış değil, güvensizliğin kurumsallaşmasıdır.

Blair’in 2003’te ABD ile birlikte yürüttüğü Irak işgali, kitle imha silahları iddiasına dayanıyordu. Ancak bu iddiaların temelsiz olduğu daha sonra ortaya çıktı. Blair, kamuoyuna yaptığı açıklamada “istihbarat hatası” gerekçesiyle özür dilemişti .

 

https://edition.cnn.com/2015/10/25/europe/tony-blair-iraq-war-apology/index.html  

https://www.theguardian.com/uk-news/2016/jul/06/iraq-war-inquiry-key-findings-tony-blair-chilcot

Irak işgali sonrasında bölgede oluşan Selefi-Vahabi örgütlerin, özellikle DEAŞ ve El Nusra’nın, hem Irak’ta hem Suriye’de ağır yıkımlara yol açtığı; bu yapıların ABD ve İngiltere’nin bölgesel stratejileriyle kesiştiği artık yalnızca bir komplo teorisi olarak değil, Amerikan istihbarat raporlarında ve senato oturumlarında da tartışılan bir gerçeklik olarak değerlendiriliyor  

https://www.trhaber.com/dunya/savas-suclusu-isme-gazze-yi-teslim-etmeyi-dusunuyorlar-abd-nin-tony-blair-plani-ortaya-cikti-h938152.html  

https://www.fokusplus.com/portre/tony-blair-irak-isgalinden-gazze-planina

Ciddi ve güvenilir kaynakların büyük bölümü şu noktada birleşiyor: „Tony Blair sonrası Irak’ta oluşan güç boşluğu, Selefi-Vahabi çizgideki örgütlerin yükselmesine zemin hazırladı. El Kaide bağlantılı El Nusra ve DEAŞ gibi yapılar, Suriye’ye yayıldı ve bu süreçte Ahmet eş-Şara (Ebu Muhammed el-Culani) gibi isimler öne çıktı. El Nusra’nın kurucusu olan Şara, 2025 itibarıyla Suriye Cumhurbaşkanı olarak görev yapıyor. Geçmişteki rolü nedeniyle, Alevi, Kürt ve Dürzi sivillere yönelik saldırılarla ilişkilendiriliyor; örgüt üyelerinin Türk askerlerine yönelik eylemleri de kamuoyunda tartışma konusu oldu.“

Bugün artık bu yapıların, Amerikan istihbarat raporlarında ve senato oturumlarında bile El Kaide’nin devamı olarak tanımlandığı; İngiltere ve ABD tarafından dolaylı biçimde desteklendiği yönündeki değerlendirmeler yalnızca halk tepkisi değil, kurumsal belgelerle de doğrulanıyor.

Bazı yorumcular, Irak’taki yıkımın ardından Suriye’deki bazı radikal figürlerin siyasi pozisyonlara taşınmasını da bu sürecin bir parçası olarak değerlendiriyor. Bu bağlamda, Gazze gibi hassas bir bölgenin başına daha vicdanlı ve adil bir figürün gelmesi gerektiği yönündeki çağrılar güç kazanıyor.

Ciddi iddialar! Buyrun kaynaklar

El Nusra ve HTŞ’nin El Kaide bağlantısı – BBC  

El Nusra’nın El Kaide ile doğrudan bağlantısı, HTŞ’ye dönüşüm süreci ve lider kadrosu detaylandırılıyor.  

https://www.bbc.com/news/world-middle-east-54153187

Blair sonrası Irak ve bölgesel radikalleşme – Chatham House  

Tony Blair’in Irak işgali sonrası oluşan güç boşluğu, DEAŞ ve El Nusra gibi örgütlerin yükselişine zemin hazırladı.  

https://www.chathamhouse.org/2023/06/iraq-20-years-on-lessons-and-legacies

Timber Sycamore: CIA destekli silah geçişleri – The Guardian  

ABD’nin Suriye’deki gruplara gönderdiği silahların El Nusra’ya geçtiği, Timber Sycamore programı kapsamında belgelenmiştir.  

https://www.theguardian.com/us-news/2016/jan/05/us-arming-syrian-rebels-cia-timber-sycamore

Suriye’deki radikal gruplara silah geçişi – US Senate  

Amerikan senatosunda El Nusra ve benzeri gruplara giden askeri destek tartışma konusu olmuştur.  

https://www.foreign.senate.gov/hearings/us-policy-toward-syria-09262023

El Kaide sonrası Suriye yapılanması – EUISS  

Avrupa Birliği Güvenlik Çalışmaları Enstitüsü, El Kaide sonrası Suriye’deki örgütlerin parçalanma ve yeniden yapılanma sürecini analiz ediyor.  

https://www.iss.europa.eu/content/jihadist-fragmentation-syria

Ebu Muhammed el-Culani’nin geçmişi – PBS Frontline  

Ahmet eş-Şara’nın El Nusra ve HTŞ geçmişi, ABD tarafından “Küresel Terörist” olarak tanımlanması detaylandırılıyor.  

https://www.pbs.org/wgbh/frontline/article/abu-mohammad-al-jolani-hts-leader-profile/

DEAŞ’ın Irak’taki yükselişi – CNN  

Blair sonrası Irak’ta DEAŞ’ın nasıl güç kazandığı ve bölgesel etkileri inceleniyor.  

https://edition.cnn.com/2014/06/12/world/meast/who-is-isis/index.html

HTŞ’nin liderlik yapısı ve El Kaide bağlantıları – Bellingcat  

Açık kaynak analizle HTŞ’nin örgütsel yapısı ve El Kaide ile süreklilik ilişkisi ortaya konuyor.  

https://www.bellingcat.com/news/mena/2021/03/15/hts-leadership-structure-and-al-qaeda-links

Israel and Iran on the brink: Preventing the next war – EUISS  

2025’teki 12 günlük İran-İsrail savaşı sonrası bölgedeki Selefi-Vahabi örgütlerin yeniden konumlanması ve Avrupa’nın güvenlik stratejileri ele alınıyor.  

https://www.iss.europa.eu/publications/briefs/israel-and-iran-brink-preventing-next-war

UN reimposes ‘snapback’ sanctions over Iran – PBS NewsHour  

İran’ın nükleer programı nedeniyle yeniden uygulanan BM yaptırımları, bölgedeki militan yapıların diplomatik etkileriyle birlikte değerlendiriliyor.  

https://www.pbs.org/newshour/world/what-to-know-about-the-un-reimposing-snapback-sanctions-over-irans-nuclear-program

Iraq’s fragile stability and regional upheaval – Chatham House  

Blair sonrası Irak’ın kırılgan dengesi, İran-İsrail çatışması ve Selefi örgütlerin yeniden yapılanması bağlamında analiz ediliyor.  

https://www.chathamhouse.org/2025/06/iraqs-fragile-stability-threatened-shifting-middle-eastern-order

Tony Blaier´ i eleştirenler şu görüşleri dile getiriyor: “Ortadoğu’nun yanına bile yaklaşmaması gereken bir isim şimdi Gazze’yi yönetme planlarıyla gündemde. Irak’ta yaklaşık 1 milyon insanın ölümüne neden olan savaşta Blair, ‘yanlış istihbarat’ diyerek sorumluluktan sıyrıldı. Şimdi yeniden ‘kurtarıcı’ rolünde. Irak’ta ABD ile birlikte yalanlar üzerine yürütülen operasyonlar büyük yıkıma yol açtı, ancak Blair hiçbir zaman yargılanmadı. Bugün aynı pozisyonlara geri dönüyor. Gazze gibi hassas bir bölgenin başına, İslam dünyasının vicdanla kabul edebileceği, Yahudi asıllı ama adil bir figür gelse çok daha sağlıklı olur. Böyle biri, Gazze’ye bu isimlerden daha dürüst ve insani bir bakış getirebilir.”

Blair’in “yanlış istihbarat” diyerek sorumluluktan sıyrılması, Gazze için önerilen rolünü daha da tartışmalı hale getirmiyor mu?

Blair, 2003’te ABD ile birlikte Irak’ı işgal eden dönemin İngiltere Başbakanıydı. Savaşın gerekçesi olarak “kitle imha silahları” gösterildi, fakat bu iddiaların temelsiz olduğu daha sonra ortaya çıktı. İngiltere’nin resmî soruşturması olan Chilcot Raporu, Blair’in karar alma sürecindeki eksiklikleri ve istihbarat hatalarını ayrıntılı biçimde ortaya koydu:
https://www.theguardian.com/uk-news/2016/jul/06/iraq-war-inquiry-key-findings-tony-blair-chilcot

Blair, kamuoyuna yaptığı açıklamada “istihbaratın yanlış olduğunu” kabul etti ve özür diledi:
https://edition.cnn.com/2015/10/25/europe/tony-blair-iraq-war-apology/index.html

Irak Savaşı’nda ölen sivil sayısı konusunda farklı tahminler bulunuyor. Iraq Body Count verilerine göre 2003’ten bu yana yaklaşık 200.000 sivil ölüm belgelenmiştir:
https://www.iraqbodycount.org/

Bazı akademik çalışmalar ise bu sayıyı 500.000 ila 1 milyon arasında tahmin etmektedir. Özellikle PLOS Medicine tarafından yayımlanan araştırmalar, savaşın dolaylı etkilerini de hesaba katmaktadır:
https://journals.plos.org/plosmedicine/article?id=10.1371/journal.pmed.1000415

Bu geçmiş nedeniyle Blair’in Gazze gibi hassas bir bölgeye atanması, etik ve diplomatik açıdan ciddi tartışmalara yol açmaktadır. Hamas, Blair’i “istenmeyen şahsiyet” olarak tanımlamış ve planı reddetmiştir.
https://www.trhaber.com/dunya/savas-suclusu-isme-gazze-yi-teslim-etmeyi-dusunuyorlar-abd-nin-tony-blair-plani-ortaya-cikti-h938152.html
https://www.yeniakit.com.tr/haber/gazzede-baris-olursa-tony-blair-yonetecek-mi-duyurusu-merak-edilen-soru-oldu-tony-blair-kimdir-1956496.html
https://www.fokusplus.com/portre/tony-blair-irak-isgalinden-gazze-planina

Ezcümle : Gazze’de Tilkiye Kümes Teslim Edilirse

Kaynakları dikkatlere sundum. Tony Blair’in Gazze için önerilen rolü, adeta tilkiye kümes teslim etmek gibi değil midi? Hayır! Bu benzetme, sadece halkın öfkesini değil, tarihsel hafızanın acısını da taşır. Kaynaklar ortada. Çünkü bu tilki, daha önce başka kümeslerde “yanlış istihbarat” bahanesiyle iz bırakmış, sonra da ellerini yıkayıp kenara çekilmiştir.

Blair’in Irak’ta başlattığı savaş, milyonlarca insanın hayatını altüst etti. Bugün hâlâ o savaşın enkazından çıkan DEAŞ ve türevleri olan Al Nusra ( bugün HTS)  radikal örgütler, bölgeyi ve AB’yi kana bulamaya devam ediyor. Ve şimdi, aynı figürün Gazze gibi travmatik bir coğrafyada “barış mimarı melek” olarak sunulması, hem etik hem de akıl dışı bir tercih değil midir?

Gazze’deki bu gelişmeye felsefi açıdan bakıldığında, bu Tony Blair ataması “tarihsel sorumluluğun inkârı”değil midir ? Blair’in geçmişi, sadece politik bir hata değil, kolektif vicdanın sınandığı bir dönemeçtir. Bu nedenle Gazze’ye atanması, barışı tesis etmekten çok, güvensizliği kurumsallaştırmak anlamına gelir.

İronik olan şu ki: Blair, geçmişte “özür” kelimesini telaffuz ettiğinde bile, öznenin kendisini değil, Amerikan istihbaratını suçlamıştı. Farkında değil misiniz?  Şimdi aynı özne, bir halkın geleceğini şekillendirmek üzere yeniden sahneye hem de Amerika  Trump iktidarı tarafından  çıkıyor. Bu, sadece bir politik tercih değil; küresel etik sistemin çöküşüdür.

Gazze’nin başına, geçmişi temiz ve vicdanı kamuoyunca kabul gören bir figürün gelmesi gerektiğini savunanlar, aslında yalnızca bir bölgeyi değil, insanlığın hafızasını korumaya çalışıyor. Çünkü tilkiye kümes teslim edilirse, kırılan şey yumurtalar değil, sessizlik olur. Bu yalnızca bir benzetme değil; tarihsel deneyimle belgelenmiş bir tezdir. Elbette yanılıyor olabilirim. Karşı tezlerle ikna edilmeye hazırım. Ama bu soruyu sormak, hem ahlaki hem analitik bir sorumluluk ve tarihe bugün not düşmek açısından vicdani bir sorumluluktur. Gazze halkı, komşu ülkeler ve çevre bölge için barış ve en iyisini diliyoruz. Elbette dünya için de.

Relevante Artikel

Back to top button
Cookie Consent mit Real Cookie Banner