Trump’tan Erdoğan’a çirkin taşlama: “Seçim Hilelerini Ondan İyi Bilen Yok”
Dalkavuklar yazmaz ama yazmak zorundayız. Oval Ofis’te dostluk adı altında sahnelenen Trump’ın “rigged election” çıkışı, sadece bir diplomatik gaf değil; Türkiye Cumhuriyeti’nin temsil makamına yönelmiş semantik bir aşağılama ve iç barışın eksikliğini hem de küresel alanda teşhir eden bir provokasyondur. Erdoğan’ın ABD’ye düşündürücü jestlerle gitmiş olması bu hoş olmayan " Erdoğan’ın meşruiyetini sorgulayan küstah taşlamalarla " daha da dramatik kılmış; Türkiye’nin birliğini, dirliğini ve uluslararası vakarını ilgilendiren kolektif bir sorumluluk doğurmuştur.
Birol Kılıç, Viyana’dan gözlem ve analizler, 26.09.2025
2 5 Eylül 2025’te Oval Ofis’te gerçekleşen Erdoğan–Trump görüşmesi, Türkiye’nin ekonomik ve diplomatik jestleriyle başlamışken, Trump’ın “Seçim hilelerini herkesten iyi bilir” çıkışıyla çirkin bir aşağılama ritüeline dönüştü. Erdoğan, ABD’ye gitmeden önce tek taraflı vergi indirimleri yapmış, milyar dolarlık alım taahhütleriyle stratejik yakınlık kurmaya çalışmıştı. Ancak Trump, bu jestleri sahte övgülerle süsleyip, Erdoğan’ın meşruiyetini sorgulayan küstah taşlamalarla gölgeledi.
Meşruiyet bu sözlerle olur mu: “Seçim hilelerini herkesten iyi bilir”
Halbuki Amerikan Büyükelçisi Thomas Barrack, Erdoğan’ı Oval Ofis’te Trump ile buluştururken asıl hedef, onun meşruiyetini tam anlamıyla onaylatmaktı.Barrack, Oval Ofis görüşmesinden bir gün önce 24 Eylül’deki panelde ABD ile Türkiye arasında uzun zamandır var olan sorunların çözümü için Başkan Trump’ın yeni bir yaklaşım benimsediğini belirterek „Avrupa’nın Türkiye’ye yaptığı saygısızlık! Meşruiyetten kastım Türkiye’ye saygı. Başkanımız ‚Bundan bıktım, ilişkiler düzeyinde cüretkar bir adım atalım ve ihtiyacı olanı verelim‘ dedi. ‚Tamam Sayın Başkan, neye ihtiyacı var?‘ diye sorduğumda ‚meşruiyet‘ dedi. Mesele sınırlar, S-400 ya da F-16’lar değil. Mesele meşruiyet“ dediğini aktarmıştı.
Bakın Thomas Barrack ne demişti, buyrun kaynaklar:
Trump’un daha sonra resmi sayfalardan yaptığı övücü Erdoğan paylaşımları, “Seçim hilelerini herkesten iyi bilir” çıkışının sosyal medyada—başta Twitter olmak üzere Telegram, WhatsApp ve benzeri mecralarda—milyonlarca kez yayılmasını engelleyemedi. Bu dört kelimelik ifade, parmakla doğrudan Erdoğan’ı işaret ederek söylenmiş; ardından gelen “Rus petrol ve gazı almayacaksın” emirleriyle birlikte tarihe not olarak düştü bir kere. Biz de bunu analiz etmek kaldı.
Evet bu bu sahne, dostluk değil; semantik bir tahakküm gösterisiydi. Ne kendimizi kandıralım, ne birbirimizi. Kimse alemi sersem, milleti aymaz yerine koymasın. Bu, sadece bir lideri değil; Türkiye Cumhuriyeti’nin temsil makamını hedef alan bir şantajcı ve küstah dil mühendisliğiydi. Burada gelecek Pazartesi Amerika’da Halk Bank davası var. Şantaj bu mu veya hangileri.
Oval Ofis’teki bu sözlü saldırı, sadece Erdoğan’a değil; Türkiye Cumhuriyeti’nin temsil makamına yönelmiş semantik bir darbedir. “Suriye’yi 2000 yıldır ilk defa bu adam aldı” gibi tarihsel gerçeklikle ilgisi olmayan ifadeler, alayla karışık bir tahfif diline dönüştü. Ardından gelen “Yap”, “Durdur”, “Bırak” gibi diplomatik emir kipleri, perde arkasında bir şantaj mı var sorusunu gündeme getirdi.
Bu sözler, Türkiye’nin uluslararası meşruiyetine ve temsil gücüne yönelmiş bir tehdit içeriyor. Kimse Trump’ın övgü dolu cümlelerine kanmamalı. Çünkü burada dostluk değil, semantik bir kuşatma var. Bu terbiyesizlik, ne alkışla geçiştirilebilir ne de sessizlikle onarılabilir. Her Türk vatandaşını ve Türkiye’ye gönül bağı olan herkesi doğrudan ilgilendirir.
Temsil makamı kişiden büyüktür. Ve o makama yöneltilen her aşağılama, milletin onuruna yöneltilmiştir. Bu yüzden mesele Erdoğan değil; Türkiye’dir. Mesele parti değil; devlettir. Mesele kişisel değil; kolektiftir. Ve bu kolektif sorumluluk, ancak ortak bir bilinçle taşınabilir.
“Yurtta barış, dünyada barış” ilkesi artık sadece bir ideal değil; uluslararası saygınlığın ön koşuludur. İç barış olmadan dışarıda vakar kurulamaz. Bu olay, Türkiye’nin iç kırılganlıklarının dışarıda nasıl alay konusu edildiğini göstermektedir. Bu yüzden herkes aklını başına almalı. Yol yakınken birlik, dirlik ve vatan için ortak paydalar bulunmalıdır.
Detaylı analiz
25 Eylül 2025’te Beyaz Saray’da gerçekleşen Erdoğan–Trump görüşmesi, stratejik vaatler ve diplomatik jestlerle başlamıştı. Erdoğan, ABD’ye gitmeden önce tek taraflı vergi indirimleriyle ekonomik bir açılım yapmış, milyar dolarlık alım taahhütleriyle ilişkileri yeniden kurma iradesi göstermişti. Ancak bu nezaket, Oval Ofis’te basın önünde yapılan küstah ve alaycı bir çıkışla gölgelendi.
Trump, Erdoğan’ı tanıtırken abartılı bir övgü diliyle başlayıp, aniden semantik bir aşağılama tonuna geçti. Basının önünde, doğrudan Erdoğan’ı eliyle işaret ederek şu ifadeyi kullandı:
“Seçim hilelerini herkesten iyi bilir.” (Rigged election. points to Erdogan He knows about rigged elections better than anybody.”
Daha sonra Trump’ın Erdoğan’a basın önünde doğrudan diplomatik emirler vermesi, uluslararası gözlemciler tarafından tuhaf ve rahatsız edici bulundu. “Yap”, “durdur”, “aç”, “bırak” gibi doğrudan kiplerle kurulan bu ifadeler, dostluk diliyle değil, yönetsel tahakkümle biçimlenmişti. Bu üslup, acaba perde arkasında bir şantaj mı var sorusunu gündeme getirdi. Çünkü bu tür yönlendirmeler, sadece stratejik talepler değil; semantik düzlemde bir boyun eğdirme girişimidir.
Burada gerçeğin çıplak biçimi var: Şantaj
Trump’ın Beyaz Saray önünde sahte övgülerle süslediği ve içerdeki tanıştırma sahnelerinde kullandığı “Suriye’yi bu adam 2000 yıldır ilk defa ele geçirdi” gibi tarihsel gerçeklikle ilgisi olmayan ifadeler, Oval Ofis’teki basın toplantısında daha da çarpıcı bir semantik dönüşüme uğradı. Bu sahneler, diplomatik nezaketin değil, sahte tarih ve kişisel tahfifin diliyle kuruldu. Ve nihayetinde, Trump’ın yanındaki kişinin seçilmiş ve meşru bir Cumhurbaşkanı olmadığını ima eden söylemiyle tamamlandı.
“Seçim hilelerini herkesten iyi bilir” ifadesi, tüm diplomatik teamüllere ters düşen açık bir aşağılama ve temsil makamına yönelik bir apolet sökme girişimidir. Bu söz, sadece bir alay değil; semantik düzlemde “Elimde kozlar var, sesini çıkarma” demenin örtülü biçimidir. Dostluk diliyle örtülmüş bu sahne, aslında Türkiye Cumhuriyeti’nin uluslararası meşruiyetine yönelmiş bir tehdit ve temsil gücüne karşı kurulmuş hegemonik bir söylemdir. Sahte övgülerle kurulan bu yapı, Erdoğan’ın şahsını değil, onun taşıdığı devlet makamını hedef almıştır.
Kimse Trump’ın Erdoğan’a yönelik övgü dolu cümlelerine aldanmamalıdır. Çünkü bu sözlerin yüzeyinde dostluk, altında ise Türkiye’nin en yüksek temsil makamına yönelmiş çok daha çirkin tehditler ve örtük şantajlar yatmaktadır. Bu ifadeler, yalnızca Erdoğan’a değil; Türkiye Cumhuriyeti’nin uluslararası meşruiyetine, temsil gücüne ve diplomatik vakarına doğrudan yönelmiştir.
Ve bu hedef alma, alayla değil; stratejik bir dil mühendisliğiyle, semantik bir kuşatma biçiminde gerçekleştirilmiştir. Oval Ofis’te kurulan bu sahne, sadece bir mizah değil; temsil makamına yönelmiş bir hegemonik müdahaledir. Burada şaka yoktur. Burada diplomatik nezaket yoktur. Burada gerçeğin çıplak biçimi vardır: Şantaj.
Bu söz, uluslararası basında “diplomatik aşağılama” olarak yankılandı. Çünkü mesele sadece bir gaf değil; dostluk adı altında sahnelenmiş bir küstahlık ve Türkiye Cumhuriyeti’nin en yüksek temsil makamına yönelmiş aleni bir terbiyesizlikti. Trump, bu ifadeyle yalnızca Erdoğan’ı hedef almakla kalmadı; onun cumhurbaşkanı olarak seçilme meşruiyetini de sorguladı. “Seçim hilelerini herkesten iyi bilir” diyerek, seçim sürecinin dürüstlüğüne doğrudan gölge düşürdü. Bu, “meşruiyet yoktur” demenin başka bir biçimidir. Ve Türkiye’nin demokratik temsiline semantik bir darbe indirdi.
Bunun ne anlama geldiğini ve dünyaya nasıl bir mesaj verdiğini gerçekten anlayan var mı? Bu sadece bir cümle değil; bir devletin temsil gücüne yönelmiş stratejik bir müdahaledir. Ve bu müdahale, sessizlikle geçiştirilemez. Arşivlenmeli, teşhir edilmeli ve kolektif hafızaya kazınmalıdır.
Bakın İsveç – Stockholm Center for Freedom Trump’ın bu çıkışını nasıl verdi. Kaynaklarıyla veriyorum.
Başlık: Trump links Erdoğan to ‘rigged elections,’ reviving scrutiny of Turkey’s vote security
Tercüme: „Trump’ın sözleri, Türkiye’deki seçim güvenliği tartışmalarını yeniden alevlendirdi. Erdoğan’ın 2017 referandumu ve 2019 İstanbul seçim iptali gibi olaylarla zaten eleştirildiği bir zeminde, bu çıkış uluslararası alay konusu oldu. “ İsveçli gözlemciler, bu ifadeyi “demokrasiye karşı ortak hafıza kaybı” olarak yorumladı.
Bakın ABD – The New Republic Trump’un küstahlığını nasıl kullandı
Başlık: Trump “Jokes” About Rigging Elections With Turkish President
Kaynak: https://newrepublic.com/post/200942/trump-joke-rigged-elections-turkish-president-erdogan
Tercüme: Trump, Erdoğan’a dönerek “Seçim hilelerini herkesten iyi bilir” dedi. Bu söz, Trump’ın otoriter liderlere duyduğu hayranlığın yeni bir örneği olarak değerlendirildi. Amerikan yorumcular, bu çıkışı “Trump’ın kendi seçim yalanlarını Erdoğan üzerinden meşrulaştırma çabası” olarak gördü.
Trump’ın Oval Ofis’te Erdoğan’a Verdiği Küstah Diplomatik Emirler
Bu talepler, diplomatik nezaketin değil, hegemonik yönlendirmenin dilidir.
Rusya’dan petrol alma
Trump, Erdoğan’a doğrudan Rusya’dan petrol alımını durdurması çağrısında bulundu. Bu talep, Türkiye’nin enerji bağımsızlığına açık bir müdahaledir.
ZDF – Trump fordert von Erdogan Verzicht auf russische Energie
Politico – Trump presses Erdoğan on Russian oil
Rus gazını da alma
Trump, sadece petrol değil, doğalgaz alımını da durdurmasını istedi. Bu, Türkiye’nin enerji stratejisine doğrudan müdahaledir.
ZDF – Trump fordert von Erdogan Verzicht auf russische Energie
S-400’leri bırak, F-35 al
Trump, Türkiye’nin Rus yapımı S-400 sisteminden vazgeçmesi hâlinde F-35 satışını yeniden başlatabileceğini ima etti.
🔗 DW – Trump dangles deal for F-35s if Turkey complies
Gazze’de savaşı durdur
Trump, Gazze’deki çatışmaların durdurulması ve tüm rehinelerin serbest bırakılması için Erdoğan’dan bölgesel nüfuzunu kullanmasını istedi.
Times of Israel – Trump calls on Erdogan to help end Gaza war and free hostages
Jerusalem Post – Trump urges Erdogan to help end war
Heybeliada Ruhban Okulu’nu aç
Trump, Heybeliada’daki Ruhban Okulu’nun açılması için Erdoğan’a doğrudan çağrıda bulundu.
Greek Reporter – Trump to Erdogan: Greek Orthodox Church Wants Help in Turkey
Ekathimerini – Trump asks Erdogan to reopen Halki Seminary
Bu nasıl bir dostluk sayın Trump?
Türkiye´den ABD´ye Vergi İndirimi ve Ticaret Jestleri
AK Parti ,lideri ve Cumhubaaşkanı Erdoğan, BM Genel Kurulu ve Beyaz Saray ziyareti öncesinde 22 Eylül 2025’te ABD menşeli 22 ürün grubuna uygulanan ek gümrük vergilerini tek taraflı olarak kaldırdı. Bu karar, ABD ile ticaret hacmini artırma ve siyasi jest olarak yorumlandı.
Buyrun belgesi
Yetkin Report – Resmî karar özeti:
Türkiye lifts extra tariffs on U.S. imports before Erdoğan-Trump meeting A
Turkish Minute – Diplomatik jestin detayları:
Turkey lifts tariffs on some US imports ahead of Erdoğan-Trump meeting B
US News – Ekonomik etkiler ve beklentiler:
Turkey Ends Some Tariffs on US Imports Ahead of Erdogan-Trump Meeting C
Erdoğan ayrıca Tesla, Ford, Boeing ve Amerikan kozmetik markaları için milyar dolarlık alım taahhütlerinde bulundu. Bu jestler, Trump yönetimiyle ilişkileri yeniden kurma çabasıydı.
Oval Ofis’te Sahne: Övgüyle Karışık Aşağılama
25 Eylül 2025’te Oval Ofis’te basın önünde konuşan Trump, Erdoğan’ı “sert adam”, “saygı duyulan lider” olarak tanıttı. Ardından şu sözleri sarf etti:
Trump Erdoğan hakkında: “Rigged election. points to Erdogan He knows about rigged elections better than anybody.”
Tercümesi : “Hileli seçim… Erdoğan’ı işaret ederek Seçim hilelerini herkesten iyi bilir.”
Bu sözler, Erdoğan’ın yüzünde donuk bir ifade yarattı. Yanıt vermedi. Trump ise gülümseyerek devam etti:
Trump Erdoğan : “That’s always a good way to find out: test of friendship.”
Tercümesi : “Dostluğu test etmenin en iyi yolu budur.”
Soruyoruz: Bu nasıl dostluk sayın Trump?
Biz Viyana´dan uydurmuyoruz. Hepsini Viyana´dan seyrettik. Dünya basınını İngilize ve Almanca takip ettik.
Buyrun bu video, Trump’ın terbiyesiz alaycı tonunu ve Erdoğan’ın tepkisizliğini doğrudan gösteriyor.
Trump Throws Shade at Erdogan — Who Really Knows …
Buyrun bu video, Oval Ofis’teki basın toplantısının tamamını içeriyor; Trump’ın “rigged election” çıkışını ve Erdoğan’ın sessizliğini net biçimde belgeliyor.
Trump Points Finger At Erdogan, Embarrasses Him As He …
Buyrun Metro UK – Diplomatik gafın detaylı analizi:
Trump jokes about ‚rigged elections‘ to Turkey President D
Turkish Minute – Türkiye’deki yankıları:
Trump links Erdoğan to ‘rigged elections,’ reviving scrutiny of Turkey’s vote security E
Buyrun Amerikan ve Dünya Basınında Yankılar
Al Jazeera – Dört başlıkta diplomatik analiz:
Trump, Erdoğan’ı “saygı duyulan adam” olarak tanıttı ama aynı anda “opinionated” diyerek alay etti.
Four takeaways from Trump’s Washington meeting with Turkiye’s Erdogan
Atlantic Council F – Uzman yorumları: Trump’ın “Erdoğan’a meşruiyet veriyoruz” yaklaşımı, otoriter liderlerle kurduğu kişisel bağın stratejik etkisini gösteriyor. Experts react: What’s next for US-Turkey ties after Erdoğan’s White House visit? G
Türkiye Today – Enerji ve savunma anlaşmaları: Trump–Erdoğan görüşmesi nükleer enerji, LNG ve F-35 programına dönüş gibi başlıklarla sonuçlandı. Experts weigh in on what Trump–Erdogan meeting means for region, defense and energy H
Trump’ın Erdoğan’a yönelik “rigged election” – yani “hileli seçim” – çıkışı, sadece bir gaf değildir; bu, Oval Ofis’te dostluk adı altında sahnelenmiş semantik bir aşağılama, otoriter dostlukların teşhiri ve Türkiye’deki seçim pratiğinin küresel alanda alenen sorgulanmasıdır. Bu söz, diplomatik nezaketin değil, kişisel tahfifin dilidir. Erdoğan’ın ABD’ye gitmeden önce tek taraflı vergi indirimleriyle, milyar dolarlık alım taahhütleriyle ve stratejik işbirliği çağrılarıyla yaklaşmış olması, bu çıkışı daha da dramatik ve düşündürücü kılmıştır.
Kusura bakılmasın; bizim Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı beğenip beğenmememiz bu bağlamda tali bir meseledir. Ancak kendisine yöneltilen bu aleni terbiyesizlik, sadece şahsına değil, Türkiye Cumhuriyeti’nin temsil makamına yapılmış bir saygısızlıktır. Bu durum, AK Parti’nin ve Sayın Erdoğan’ın Türkiye’nin kaderini de facto biçimde kontrol ettiği bir dönemde, demokrasiyle bağdaşmayan bir güç yoğunlaşmasının dış dünyada nasıl algılandığını da göstermektedir. Fakat bu algı, dışarıdan gelen bir alayla değil, içerideki sorumlulukla düzeltilmelidir.
„Yurtta barış, dünyada barış”
Trump’ın bu çıkışı ve daha önce gönderdiği mektuptaki üslup, her Türk vatandaşını ve Türkiye’ye gönül bağı olan her insanı ilgilendirir. Bu, sadece bir diplomatik olay değil; Türkiye’nin birliğini, dirliğini ve iriliğini hedef alan bir semantik müdahaledir. Kimse bu durumdan sevinç çıkarmasın. Ama herkes aklını başına alsın. Yol yakınken, birlik ve beraberlik için azami ortak paydalar bulunmalı; kişisel kanaatler değil, kolektif sorumluluklar öne çıkarılmalıdır.
Çünkü mesele sadece Erdoğan’a yapılan bir sözlü saldırı değil; Türkiye’nin uluslararası itibarı, temsil gücü ve tarihsel vakarına yönelmiş bir semantik darbedir. Bu darbe, ne alkışla geçiştirilebilir ne de sessizlikle onarılabilir. Herkesin kendi siyasi pozisyonundan bağımsız olarak bu terbiyesizliği reddetmesi, Türkiye’nin ortak vicdanı adına bir zorunluluktur.
Unutulmamalıdır ki, temsil makamı kişiden büyüktür. Ve o makama yöneltilen her aşağılama, milletin onuruna yöneltilmiş sayılır. Bu yüzden mesele Erdoğan değil; Türkiye’dir. Mesele parti değil; devlettir ve milletir. Mesele kişisel değil; kolektiftir. Ve bu kolektif sorumluluk, ancak ortak bir bilinçle taşınabilir.
Türkiye’de iç barışı önceleyen, onu koruyan ve güçlendiren her adım, artık sadece bir iç mesele değil; küresel saygınlığın, diplomatik vakarın ve uluslararası muhataplık düzeyinin teminatıdır. Çünkü iç barışın yokluğu, dışarıda alayla, içeride sessizlikle karşılanır. Amerika’da Oval Ofis’te yaşanan terbiyesizlik, sadece Trump’ın kişisel üslubunun değil, Türkiye’nin iç dengesizliklerinin dışa vurumudur. Herkes bilmelidir ki, iç barışın eksikliği, doğrudan ya da dolaylı biçimde bu tür alaylara muhatap olmanın zeminini hazırlar.
Bu yüzden artık “Yurtta barış, dünyada barış” ilkesine dönmenin zamanı gelmiştir. Ama bu dönüş, retorik değil; yapısal olmalıdır. İlk adım, yurtta barışla başlamalıdır. Acilen. Çünkü yurtta barış olmadan dünyada saygınlık olmaz. İçeride huzur olmadan dışarıda vakar kurulamaz. İç barış, sadece bir toplumsal uzlaşma değil; uluslararası muhataplıkta eşitlik talebinin ön koşuludur.
Trump’ın Erdoğan’a yönelttiği küstah, terbiyesizce doğru veya yanlış içerikli sözler, Türkiye’nin iç yapısındaki kırılganlıkları hedef almıştır. Bu terbiyesizlik, ne düşmanlar tarafından alkışla geçiştirilebilir ne de sessizlikle onarılabilir. Sayın Erdoğan’a yapılan bu sözlü saldırı, onun şahsından öte, Türkiye Cumhuriyeti’nin temsil makamına yönelmiş bir semantik darbedir. Ve bu darbe, her Türk vatandaşını, Türkiye’ye gönül bağı olan her insanı doğrudan ilgilendirir.
Kimse bu durumdan sevinç çıkarmasın. Ama herkes aklını başına alsın. Yol yakınken, birlik ve beraberlik için azami ortak paydalar bulunmalı; kişisel kanaatler değil, kolektif sorumluluklar öne çıkarılmalıdır. Çünkü mesele sadece bir liderin itibarı değil; bir milletin vakarının korunmasıdır.
Kaynaklar
Trump’ın “Rigged Election” Çıkışı – Doğrudan Video ve Basın Kayıtları
• YouTube – Trump’ın Oval Ofis’te Erdoğan’a alaylı çıkışı (VERTEX):
https://www.youtube.com/watch?v=Aw_EVXUB_t0
• C-SPAN – Oval Ofis basın toplantısı tam kayıt:
• CNN Türk – Zirve görüntüleri ve yorumlar:
https://www.youtube.com/watch?v=uo0MsfWu5jw
• The Hill – Video yayını:
https://thehill.com/video-clips/5521598-watch-live-trump-turkey-president-erdogan-white-house
• MSN – Video özeti ve yorumlar:
ABD ve Dünya Basınında Yankılar
• Turkish Minute – Türkiye’de seçim güvenliği tartışmaları:
• Metro UK – Diplomatik gafın detayları:
https://metro.co.uk/2025/09/26/trump-jokes-turkeys-president-knows-rigged-elections-24266706/
• Al Jazeera – Dört başlıkta analiz:
• Atlantic Council – Uzman yorumları ve stratejik etkiler:
• Politico – Trump’ın geçmişteki mektubu ve Erdoğan’ın tepkisi:
Türkiye’nin Öncesindeki Diplomatik Jestleri
• Turkish Minute – Vergi indirimleri ve ticaret jesti:
• TRT World – Tarife indirimi ve stratejik mesaj:
https://www.trtworld.com/article/4e2a3055ccac
• Cyprus Mail – İkili ticaretin 100 milyar dolar hedefi:
Ek Diplomatik Gelişmeler ve Bölgesel Konular
• Middle East Eye – Trump’ın İsrail’e karşı Arap liderlere verdiği söz:
• MSN – Rusya petrolü ve yaptırımlar üzerine Trump’ın açıklamaları:



