
Viyana Hofburg’da Wiederkehr ile geniş katılımlı değerler kongresi-„Prinzip Wien“
Viyana’da göç ve entegrasyon kongresi büyük ilgi gördü. Viyana Belediye Başkan Yardımcısı ve Eyalet Uyum Bakanı Christoph Wiederkehr (NEOS) Viyana değerlerini destekliyor
VİYANA. İki milyondan fazla nüfusuyla Almanca konuşulan şehirlerin en büyüklerinden biri olan Viyana şehri ve eyaleti son yıllarda özellikle Suriye, Afganistan, Ukrayna, Irak , Afrika ülkeleri başta olmak üzere oturmuş yerli göçmenlerin yanında büyük bir göçe maruz kalarak ciddi sorunlarla mücadele ediyor. Yıllardır dünyanın en yaşanabilir şehirlerinden biri seçilen Viyana şehri ve eyaletinin bu durumda olması kuşkusuz Viyana şehir yönetiminin sorunu. Sorunlar çok. Ama bu alanda Viyana şehri çok ciddi projelerle sorunların adını koyarak çözme yolunda adımlar atıyor. Bunlardan biri 14 Kasım tarihinde düzenlenen “Viyana’da göç ve entegrasyon kongresi”.
Viyana Belediye Başkan Yardımcısı ve Eyalet Uyum Bakanı Christoph Wiederkehr, Viyana’da birlikte yaşama konusunda yapıcı bir diyaloğa öncülük ederek “Viyana İlkeleri/Prinzip Viyana” girişimini ünlü Hofburg sarayının uluslararası toplantı salonlarında alanlarında uzman ve ilgili siyaset, STK ve bürokrat temsilciler ile 14 Kasım 2024 tarihinde başlattı. Wiederkehr’in kongreyi, “Viyana’yı özel kılan şeyler hakkında birlikte konuşmak. Birlikte ne istediğimiz hakkında konuşmak. Ve ne istemediğimizi. „ sloganıyla başlatması dikkat çekti.
Vatandaşlar, sivil toplum temsilcileri, dini cemaatler, akademi, siyaset, Avusturya başkanlık ve diğer ilgili bakanlık memur ve bürokratları ve diğer pek çok alan bir araya gelerek ortak demokratik değerlerimiz ve Viyana’da herkesin iyi bir şekilde bir arada yaşamanın ortak kurallarına uymasını sağlamak için birlikte neler yapabileceğimiz hakkında katılımcı formatlarda konuşurken aşağıda çalışma grupları başlıklarında dönüşümlü tartışma, istek ve eleştirileri başlıklar halinde toplanarak kamuoyuna açıklanacak.
Kongre’nin açılış konuşmasında, „Bir toplumun ortak ilkelere ihtiyacı vardır. Herkesin bu ilkelere bağlı kalmasını sağlamak için ne yapabiliriz?“ diye soran Christoph Wiederkehr, “Viyana İlkeleri” (Prinzip Wien) başlığı altında değerler üzerine bir konvansiyon başlattığını açıklayarak Viyana’da birlikte yaşamanın temelleri üzerine katılımcı bir sürece tüm insanları davet eti. Konvansiyon, genellikle bir gelenek biçimini alan, üzerinde anlaşmaya varılmış, şart koşulmuş veya genel kabul görmüş standartlar, normlar, sosyal normlardır ve Wiederkehr, “Viyana İlkeleri /Prinzip Wien“e katılmaya davet etti.
Viyana’daki Hofburg Sarayı’nda entegrasyonun nasıl olması gerektiği, “ Viyana İlkeleri /Prinzip Wien“de tartışıldı. Toplantıya çeşitli sivil toplum kuruluşları, dini cemaatler (mezhepsel ve dini olmayanlar da dahil), akademi, STK, siyaset ve idarenin çeşitli alanlarından yüzlerce kişi katıldı. Şu başlıktaki sekiz çalışma grubunun her biri, biri sabah diğeri öğleden sonra olmak üzere iki kez gerçekleştirildi.

- Viyana’da birlikte yaşamak: Farklı görüş ve yaşam tarzlarıyla başarılı bir şekilde bir arada yaşamak
- Viyana gece hayatı: Gece hayatında güvenlik
- Dinler: Dini çeşitlilik ve uyum
- Eğitim kurumları: Güvenli bir gelecek için eğitim alanları olarak anaokulları ve okullar
- İşyeri: Çalışma ortamında iyi ve saygılı davranışlar
- Sağlık hizmetleri ve kamu daireleri: Hastanelerde ve kamu dairelerinde saygılı etkileşim
- Kamusal alan: Parklarda, restoranlarda, toplu taşıma araçlarında vb. birlikte yaşamak
- Dijital alan: Dijital alanda bilgi ve saygı
Bu çalışmalara Viyana Belediyesi ve Eyaleti Meclis Üyeleri arasında SPÖ’den Şafak Akçay, Omar Al-Rawi, ÖVP ´den Caroline Hungerländer, Yeşiller’den Aygül Berivan Aslan’ın katıldığı görüldü.

Macaristan doğumlu Macar bir baba ve Fransız bir annenin birinci jenerasyon göçmen evladı olan Viyana Belediye Başkan Yardımcısı ve Uyumdan Sorumlu Belediye Meclis Üyesi Christoph Wiederkehr (Neos), konuklarına yaptığı açılış konuşmasında Viyana Değerler Kongresi’ne davet etti ve entegrasyon fikrini “iki yüzü olan bir madalyon” olarak anlattı.

Viyana Belediyesi’nin, birlikte yaşama ilkeleri üzerine geniş bir diyalog bir kongre başlatmasının nedeninin küresel sorun noktalarının Viyana’da da kültürel çatışmaları su yüzüne çıkarmasından kaynaklı olduğunun altını çizen Wiederkehr Yeni Vatan Gazetesi’nden Birol Kılıç’a “ Bu nedenle, ortaçağdan kalma kadın imajı, antisemitizm, demokrasi karşıtlığı veya LGBTIQ bireylere yönelik nefret gibi şikayetlere müsamaha gösterilmemelidir. Kozmopolit ve çeşitliliğe sahip bir toplum, mevcut ve ciddi sorunları görmezden gelmemelidir.Viyana bir ilkeler prensipler şehridir ve toplumun bir parçası olabilmek için bu ilkelere bağlı kalmak gerekir. İlkeler ve demokratik değerler herkes tarafından paylaşılmalı ve uygulanmalıdır.” dedi.

Bu kongrede ve çalışma gruplarında sivil toplum, dini cemaatler, siyaset ve yönetimden temsilciler iki önemli iş yaptılar. Karşılıklı dinlemek ve gelecekte büyük şehirde birlikte yaşamanın nasıl olması gerektiğini, neyin işe yarayıp neyin yaramadığını aralarında tartışmak. Wiederkehr, insan onuru, çoğulculuk ve demokrasinin kendisi için üç temel taş olduğunu ifade etti. Göç, eğitim ve sağlık gibi alanlardaki bariz sorunlara rağmen eleştirel söylemler dikkat toplantıda dikkat çekti. „Kongrenin ana konusu entegrasyon“ diyen Wiederkehr şunları ifade etti: “Göçmenlerin Viyana’ya “sevinçle” gelmeleri mümkün olmalı (buna izin verilmeli), ancak aynı zamanda bir katkıda da bulunmalılar. İlk ve en önemli konu dil öğrenimi. Ayrıca “Belediye Başkan Yardımcısı olarak” “ortaçağdan kalma bir kadın imajının” ya da LGBTQ topluluğu üyelerine yönelik “nefretin” ithal edilmesini kabul edilemez. “
“Çeşitlilik güçtür, ancak sağ popülistler basitliği ideal olarak satıyor“ diyen Viyana Belediye Başkan Yardımcısı Christoph Wiederkehr (Neos) bu sözlerle değerler üzerine bir kongre başlamasını şöyle değerlendirdi:
-Siyasetçilerin değerler kongresinden çıkarabilecekleri dersler birkaç gün sonra sunulacak.
-Çünkü baskı altında olan tam da bu ilkeler ve temel değerlerdir. Merkezin solundaki ve sağındaki aşırılıklar ve köktendincilik, uzun zamandır kanıksanmış olan değerleri sorgulatıyor.
-Bizim için açık olan şudur: Almanca öğrenmek gönüllü değil, zorunludur. Viyana’ya gelen herkes öğretmenlerimize saygı göstermek zorundadır. Ve: kanunlar kanun kitaplarında yapılır – dua kitaplarında değil. Bu değerlerin açıklığa kavuşturulması, desteklenmesi ve savunulması gerekmektedir.
.-Bu nedenle “Viyana İlkeleri-Prinzip Wien” değerler kongresini başladı – bir arada yaşamımızın nasıl daha iyi işleyebileceğine dair geniş bir diyalog. Farklı topluluklardan, dini kuruluşlardan ve aynı zamanda siyaset ve yönetimden temsilciler demokratik değerler hakkında konuşmak üzere bir araya geldiler.
-Amacımız Viyana için uzun vadeli bir plan geliştirmek: Viyana’daki herkesin ilkelerimize bağlı kalmasını sağlamak için ne yapabiliriz? Barışçıl ve olumlu bir şekilde bir arada yaşamayı nasıl teşvik edebiliriz? Ve son olarak: Liberal demokrasimizi nasıl güçlendirebiliriz? Siyaset tüm bunları yukarıdan dayatamaz, ancak ılımlı hale getirebilir ve göz seviyesinde birlikte geliştirip şekillendirebilir. İşte bu nedenle çözüm bulmak için Viyana toplumunun katılımına güveniyoruz.
-StartWien Merkezi ile Viyana’ya yeni gelenlerin dil desteğinden çocuk bakımına kadar her konuda yönlerini bulabilecekleri bir irtibat noktası oluşturduk.
-Demokrasi Merkezi Viyana’da bir arada yaşamayı teşvik ediyor ve önleme yoluyla aşırıcılıkla mücadele ediyor. Gençlere daha iyi ulaşabilmek için yaklaşık 800 kişi ağa bağlandı ve gençlik çalışmaları konusunda eğitildi.
-Ukrayna’daki savaş ve aile birleşimi nedeniyle Avusturya’ya gelen sıra dışı öğrencilerin büyük bir kısmı Viyana’daki okullara yerleştirilmektedir. Her çocuğun bir okulda yer almasını sağlıyoruz.

Wiederkehr, muhtemelen son zamanlarda Viyana’da Afgan, Suriyeli veya Çeçen gruplar tarafından sokaklarda – ve bıçaklarla – yürütülen etnik çatışmalara atıfta bulunarak şunları söyledi: “En tehlikeli yerler gençlerin buluştuğu parklar veya süpermarketler değil. En tehlikeli yer akıllı telefonlardır. Kendini ahlak bekçisi ilan edenler Viyana’da hoş karşılanmıyor. Kurallara uymayan herkes sonuçlarına katlanmalıdır. Aslında tam da bu aşırıcılık alanında, ilgili forumlar yönünü kaybetmiş gençlerin uğrak yeridir. Karşı toplumların ortaya çıkışı da genellikle sanal dünyaya geri çekilmeyle ilişkilendirilebilir. Radikalleşenlerin giderek daha da gençleştiği gözlemlenebilir. Kendini İslamcı ahlak bekçisi ilan edenler hoş karşılanmıyor. Hukuki normların önüne geçen dini normlar olmamalıdır.”
Wiederkehr Viyana’da ki okullardaki sorunlar da gündeme getirerek zorbalık konsuna dikkat çekerek, “Benim için bu okullarda ki zorbalık önemsiz bir suç değil, ciddi bir suç” dedi.
Göçün beraberinde getirdiği özellikler de dikkat çeken Wiederkehr, “Örneğin Viyan’da ki hastane büyük aileler için bir buluşma yeri değildir.” Değildir dedikte sonra , “ Her küçük şey için (“tırnak batması gibi”) düşünmeden hastaneye gitmemelisiniz.” dedi.
Özgür bir şehrin ortak kurallara ihtiyacı vardır
Wiederkehr’in, “Irkçılık. Siyasi ve dini aşırıcılık. Etnik kökene dayalı çatışmalar. Liberal demokrasimizin reddi. Bunların hiçbirinin Viyana’da yeri yoktur. Viyana’da insanları nereden geldiklerine, neye inandıklarına ya da kimi sevdiklerine göre yargılamayız. Kozmopolit, çeşitli ve özgür bir şehirde yaşıyoruz. Biz özgürlükçüler için bir şey açıktır: bir toplumun ortak kurallara ve ilkelere ihtiyacı vardır. Bunlar da ortak bir toplum vizyonunda ifadesini bulur. Ancak Ukrayna’daki savaştan Orta Doğu’daki çatışmaya kadar küresel krizler özel yaşamla sınırlı kalmıyor. Okul sınıflarında, oturma odalarında, parklarda ve dijital alanda da görülebilirler.“ ifadeleri dikkat çekti.( yenivatan.at,14.11.2024)



