Yeni KHK`ya tepki var : „İnsanlar sokakta birbirinin kafasına sıkacak“
Resmi Gazete’de bugün yayınlanan 2 yeni kanun hükmünde kararnamede (KHK), 15 Temmuz darbe girişimi ve ‚girişimin devamı niteliğindeki eylemlere‘ müdahale eden sivillerin cezai sorumluluğu doğmayacağı hükmü yer alıyor. Böylece darbe girişimi gecesi ve devamında lince kadar giden yasa dışı eylemlere katılanlara yargı dokunulmazlığı getirilmiş oldu.
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Cevdet Yılmaz, KHK ile 15 Temmuz ve sonrasında ‚terör‘ eylemlerine müdahale eden sivillere getirilen yargı dokunulmazlığının ‚terörle mücadeleyi güçlendirmeye yönelik olduğunu‘ söyledi.
Yeni KHK ne diyor ?
696 sayılı KHK ile 15 Temmuz 2016 darbe girişimi sonrasında resmi görevlilere getirilen yargı zırhı sivilleri de kapsadı. Darbe girişimini ve bunların devamı niteliğindeki eylemlerin bastırılması kapsamında hareket eden sivil kişiler hakkında, resmi sıfat taşıyıp taşımadıklarına veya resmi bir görevi yerine getirip getirmediklerine bakılmaksızın, hiçbir idari, mali veya cezai işlem yapılamayacak.
Hürriyet yazarı Ahmet Hakan, KHK ile 15 Temmuz ve sonrasında ‚terör‘ eylemlerine müdahale eden sivillere getirilen yargı dokunulmazlığını eleştirdi ve iktidara „Etmeyin, eylemeyin! Bu getirdiğiniz hüküm, çok tehlikeli bir hüküm“ ifadeleriyle seslendi.
CHP VE HUKUKÇULARDAN TEPKİ
Yeni KHK, başta hukukçular olmak üzere muhalefetten de tepki gördü. CHP, kendi grubunu olağanüstü toplanma kararı alırken HDP de Meclis’i acil olarak toplantıya çağırdı.
Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu, söz konusu KHK ile ilgili „İnsanlar sokakta birbirinin kafasına sıkacak“ değerlendirmesinde bulundu.
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Cevdet Yılmaz, KHK ile 15 Temmuz ve sonrasında ‚terör‘ eylemlerine müdahale eden sivillere getirilen yargı dokunulmazlığının ‚terörle mücadeleyi güçlendirmeye yönelik olduğunu‘ söyledi., tartışma yaratan kanun hükmünde kararname (KHK) hakkında şunları söyledi:
„AK parti’nin varlık sebepleriniden biri demokrasiyi geliştirmek halkın iradesini hakim kılmak, AK Parti’nin demokrasi alanını daraltıcı adımlar atması söz konusu olamaz. Terör bağlantılı olmayan vatandaşların hiçbirinin endişe edici bir durumu olamaz. OHAL ile ilgili tüm mesele şu: Çok yönlü terör saldırıları yaşadık ama hala terör riskleri karşımızda duruyor.
‚GÜVENLİĞİN OLMADIĞI YERDE DEMOKRATİK ÖZGÜRLÜK DE OLMAZ‘
Ülkemizin güvenliği açısından neyse o adımları atıyoruz, güvenlik endişelerimizi gidermeye kimsenin mani olmaması lazım. Güvenliğin olmadığı yerde demokratik özgürlük de kalkınma da olmaz. Ama muhalefet farklı yöntemlerle eleştirir ona bir şey diyemem, siyasi polemiklerle buralardan sonuç almamız mümkün değil. Aldığımız tedbirler özü itibari ile terörle mücadeleye yönelik.“
KHK ne diyor ?
696 sayılı KHK ile Olağanüstü hal uygulamalarının uygulanmasana ilişkin 8 Kasım 2016’da çıkarılan yasanın 37. maddesine ek yapıldı.
Bu maddeye bir ‚fıkra‘ ekleyerek şöyle dendi: „Resmi bir sıfat taşıyıp taşımadıklarına, veya resmi bir görevi yerine getirip getirmediklerine bakılmaksızın 15/7/2016 tarihinde gerçekleştirilen darbe teşebbüsü ve terör eylemleri ile bunların devamı niteliğindeki eylemlerin bastırılması kapsamında hareket eden kişiler hakkında da birinci fıkra hükümleri uygulanır.“
SİVİLLER AYNI KAPSAMA ALINDI
Böylece darbe girişimi gecesi ve devamında lince kadar giden yasa dışı eylemlere katılanlara yargı dokunulmazlığı getirilmiş oldu.
Önceki madde şu şekildeydi: „15 Temmuz 2016 tarihinde gerçekleştirilen darbe teşebbüsü ve terör eylemleri ile bunların devamı niteliğindeki eylemlerin bastırılması kapsamında karar alan, karar veya tedbirleri icra eden, her türlü adli ve idari önlemler kapsamında görev alan kişiler ile olağanüstü hal süresince yayımlanan kanun hükmünde kararnameler kapsamında karar alan ve görevleri yerine getiren kişilerin bu karar, görev ve fiilleri nedeniyle hukuki, idari, mali ve cezai sorumluluğu doğmaz.“
15 Temmuz’da Boğaz köprüsünde darbecilerin bastırılmasından sonra silahsız bazı askerlerin linç edilmesi halen tartışılıyordu.
AK Parti Hükümeti geri adım attı
Tepkiler üzerine Hükümet Sözcüsü Mahir Ünal, dün çıkarılan KHK’daki tartışmalara neden olan maddeyle ilgili, “Sivillere ceza muafiyeti konusu 15 Temmuz ve 16 Temmuz sabahıyla ilgilidir“dedi.
İŞTE TARTIŞILAN O MADDE
696 sayılı KHK ile „darbe teşebbüsü ve terör eylemleri ile bunların devamı niteliğindeki eylemlerin bastırılması kapsamında hareket edenlere, resmi bir sıfat taşıyıp taşımadıklarına bakılmaksızın cezai sorumsuzluk“ getirildi.
696 sayılı KHK ile Olağanüstü hal uygulamalarının uygulanmasına ilişkin 8 Kasım 2016’da çıkarılan yasanın 37. maddesine ek yapıldı.
Bu maddeye bir ‚fıkra‘ ekleyerek şöyle denildi: „Resmi bir sıfat taşıyıp taşımadıklarına veya resmi bir görevi yerine getirip getirmediklerine bakılmaksızın 15/7/2016 tarihinde gerçekleştirilen darbe teşebbüsü ve terör eylemleri ile bunların devamı niteliğindeki eylemlerin bastırılması kapsamında hareket eden kişiler hakkında da birinci fıkra hükümleri uygulanır.“
Ahmet Hakan: İktidardaki arkadaşlar, etmeyin, eylemeyin
Hürriyet yazarı Ahmet Hakan, KHK ile 15 Temmuz ve sonrasında ‚terör‘ eylemlerine müdahale eden sivillere getirilen yargı dokunulmazlığını eleştirdi ve iktidara „Etmeyin, eylemeyin! Bu getirdiğiniz hüküm, çok tehlikeli bir hüküm“ ifadeleriyle seslendi.
Son çıkan Kanun Hükmünde Kararname’de çok ama çok tehlikeli bir husus var.
*
Şöyle deniliyor özetle:
*
“BİR VATANDAŞ, TERÖR EYLEMLERİNİ VE DEVAMI NİTELİĞİNDEKİ EYLEMLERİ BASTIRMAK İÇİN HAREKETE GEÇERSE… YARGILANMAZ.”
*
İktidardaki arkadaşlar!
Etmeyin, eylemeyin!
Bu getirdiğiniz hüküm, çok tehlikeli bir hüküm.
*
Her şeyden önce kötüye kullanmaya sonsuz açık!
Bu ülkede adamı vururlar, öldürürler…
Sonra da “Evet, vurdum… Evet, öldürdüm… Çünkü teröristin tekiydi…” derler ve yargı muafiyeti beklerler.
Arkadaşlar!
Devlet dersinin başlangıç ilkesi şudur:
“Güvenliği ve asayişi sağlama görevi, devletin tekelindedir.”
Oysa siz bu yeni KHK ile bu tekeli yıkıyorsunuz ve devleti, devlet olmaktan çıkarıyorsunuz.
*
“Terör” kavramının bu kadar muğlak, bu kadar belirsiz, bu kadar amorf bir kavram haline geldiği ve getirildiği bir ülkede…
“Terör olaylarını önleyen sivillere yargı muafiyeti” getirmek, Allah muhafaza, önü alınamayacak iç karışıklıklara, kaoslara, toplu kıyımlara, kalkışmalara yol açabilir.
Kendilerini polis, jandarma, güvenlik kuvveti yerine koyanlar, ülkeyi felakete sürükleyebilirler.
*
İktidardaki arkadaşlar!
Özellikle aranızda aklıselimini kaybetmeyenlere dostça sesleniyorum:
Lütfen şu işe bir el atın ve “Bu olmaz” deyin.