Zaza Federasyonu:“Kürt açılımı değil, gerçek demokrasi açılımı talep ediyoruz“

Yıllardır dostlarıyla samimi bir şekilde Zaza dilinin yaşatılması için çabalarıyla mücadele ederek bir federasyon kuran ve tüm Türkiye'de temsilcilikler kuran Zaza Federasyonu'nun Başkanı Murat Bukan'ın "Kürt açılımı değil, Türkiye'de demokrasi açılımı" başlığıyla paylaştığı talepler dikkat çekti.

VİYANA/ANKARA. Zazaca, UNESCO’nun tehlike altındaki diller kategorisinde yer almaktadır. Zazaca, Türkiye’deki nüfus oranına göre Türkçe ve Kürtçe’den sonra en çok konuşulan üçüncü dil konumundadır. Hint Avrupa Dil Ailesi’nin Kuzeybatı İranî grubuna mensup olarak kabul edilen bu dil, kesin bir oran olmamakla birlikte, Türkiye’de  4 milyon insanın anadili olarak kabul edilmektedir. Daha çok Türkiye’nin Doğu Anadolu Bölgesi’nde konuşulan bu dil, Bingöl ve Tunceli başta olmak üzere; Elazığ, Diyarbakır, Sivas, Muş, Erzincan, Bitlis, Muş, Adıyaman, Şanlıurfa gibi illerdeki belirli ilçelerde ağırlıklı olarak konuşulmaktadır. Göçlerle birlikte tüm Türkiye ve başta AB ve ABD’de konuşulmaktadır.  Dinî açıdan günümüzde Müslümanlığı benimseyen Zazalar, Sünni ve Alevi olmak üzere iki kesime ayrılmıştır.

Yıllardır dostlarıyla samimi bir şekilde Zaza dilinin yaşatılması için çabalarıyla mücadele ederek bir federasyon kuran ve tüm Türkiye’de temsilcilikler kuran Zaza Federasyonu’nun Başkanı Murat Bukan’ın „Kürt açılımı değil, demokrasi açılımı“ başlığıyla paylaştığı dikkat çeken analizinde, „Zazaca müstakil bir dildir. Türkiye Cumhuriyeti’nin bayrağı altında demokratik açılımlarla kimliğimizin, dilimizin ve demokratik geleceğimizin tanınması için çağrı açıklamasını dokunmadan okuyucularımızın dikkatine sunuyoruz.

Zaza Federasyonu’nun Başkanı Murat Bukan yazdı

Türkiye’de sadece Kürt açılımı değil, gerçek demokrasi açılımı talep ediyoruz. Türkiye’de bir toprak ve bayrak sorunumuz yoktur. Bayrağımız Türkiye Cumhuriyeti aziz bayrağıdır.

Eşitlik temelli demokratik bir açılım gereklidir. Türkiye Cumhuriyeti’nin bayrağı altında demokratik açılımlarla kimliğimizin, dilimizin ve demokratik geleceğimizin tanınması için çağrı

Türkiye, birçok etnik kimliğin, dilin, inancın ve kültürün bir arada yaşadığı, tarihsel olarak zengin ve çok katmanlı bir coğrafyadır. Zazalar da bu halklar içinde, binlerce yıllık geçmişi, kendine has dili, kültürü ve kimliğiyle bu coğrafyanın Türkiye Cumhuriyeti bayrağı altında kadim bir parçasıdır. Ancak son yıllarda özellikle Zaza halkının kimliği ve dili sistematik olarak görmezden gelinmekte, hatta bazı siyasi süreçlerin gölgesinde asimile edilmeye çalışılmaktadır. Bu bizlerde büyük bir üzüntü yaratmaktadır.

2014 yılında Türkiye Büyük Millet Meclisi bünyesinde oluşturulan “Çözüm Süreci Komisyonu” çerçevesinde, Zazaca’nın Kürtçenin bir lehçesi olduğu yönünde siyasi içerikli bir söylem geliştirildi. Bu yaklaşım, herhangi bir akademik çalışma yapılmadan, Zaza halkının görüşü alınmadan, sadece siyasi Kürt milliyetçisi çevrelerin baskısıyla şekillendi. Oysa bu karar, sadece dil bilimsel olarak değil, sosyolojik, tarihsel ve etik açıdan da büyük bir yanlışlıktır. Kimsenin kızmasına gerek yok ama Zazaca Kürtçenin bir lehçesi değildir.

Zaza Federasyonu olarak, Zaza halkının başta dilleri olmak üzere meşru haklarını savunmak, Zazaca’nın bilimsel statüsünü ortaya koymak ve aziz vatanımız Türkiye’de gerçekten ekonomisi güçlü, bağımsız ve çok sesli demokratik bir gelecek inşa etmek için, tek yönlü etnik açılımlar yerine kapsayıcı bir demokrasi açılımını savunmak amacıyla ülkemiz kamuoyunu bilgilendirmek için mücadele etmektedir.

Zazaca: Kürtçenin lehçesi değil, müstakil bir dildir

Dil bilimi, duygulardan değil, somut yapısal, fonolojik, morfolojik ve tarihsel gerçekliklerden hareket eder. Zazaca, Hint-Avrupa dil ailesine bağlı Kuzeybatı İranî diller grubuna aittir. Hazar dil grubundaki Talişca, Mazandaraca, Gilekçe gibi dillerle akraba dildir. Kürtçenin (Kurmancca, Soranca, vb.) de aynı dil ailesinde yer alması, bu iki dilin aynı olduğu anlamına gelmez. Kaldı ki bu dil grubunda 60’a yakın dil vardır. Zazalar Kürtçeyi, Kürtler de Zazacayı asla anlamazlar. Bizim ana dilimiz Zazaca. Bunu bizden daha iyi kim bilebilir? Tıpkı İngilizce ile Almanca’nın aynı aileden gelmesine rağmen ayrı diller olması gibi, Zazaca da Kürtçeyle aynı dil grubunda ama ayrı bir dildir. Almanca konuşan ve yazan bir insan ne kadar İngilizce kelimeler Latince ve Yunancadan ortak kelimeler olsa bile farklı iki dildir ve birbirlerini anlamazlar. Aynısı Zazaca ve Kürtçe dilleri için geçerlidir. Almanya’da Zazaca müstakil dil olarak kabul edildi, ama Türkiye’de değil. Türkiye’de Zazaca, Kürt dilinin lehçesi olarak kabul ediliyor.

Bu durum sadece ülkemizdeki akademisyenlerce değil, dünyanın önde gelen dilbilimcilerince de açıkça ortaya konulmuştur:

Toshiki Kojima (Japonya): Zazaca, fonetik, söz dizimi ve kelime kökenleri açısından Kürtçeden tamamen farklı, kendi iç gelişimini tamamlamış bağımsız bir dildir.

Geoffrey Haig (Almanya): Zazaca’nın Kürtçeyle aynı dil olduğu iddiası politik gerekçelere dayanmakta, bilimsel temelden uzaktır.

Ludwig Paul (Almanya): Zazaca, Kürtçeye komşu bir İranî dildir ama kendi tarihinde özgün bir seyir izlemiştir.

UNESCO: Zazaca’yı “kesinlikle tehlike altındaki diller” arasında göstermektedir.

Almanya, İsveç, Norveç gibi ülkeler, resmi raporlarında Zazaca’yı Kürtçeden ayrı, müstakil bir dil olarak sınıflandırmaktadır.

Ayrıca, Zazalar kendisini Kürt değil, Zaza olarak tanımlamakta; dilini Kürtçenin bir lehçesi olarak değil, kendi başına bir dil olarak görmektedir. (Politik ve ideolojik sebeplerle küçük bir kesim kendini Kürt görmekte.) Bu toplumsal gerçeklik, hiçbir siyasal ajanda ile bastırılamaz. Kendi ana dilimiz Zazaca diline sahip çıktığımız için bize kimsenin kızmaması rica ediyoruz. Türkiye’de ortak dilimiz Türkçedir. Türkiye’de dillerin çiçek bahçesinde bizleri rica ediyoruz, başka diller içinde asimile edilmesin. Demokrasi, çok seslilik ve demokratik açılım böyle olur mu?

2014 Meclis Kararı: Bilim Dışı ve Dayatmacı Bir Karardır

2014 yılında TBMM’de kurulan “Çözüm Komisyonu”, sözde Kürt sorununa çözüm getirme hedefiyle birçok tartışmalı adım attı. Ancak bu süreçte ne Zaza halkının temsilcilerine danışıldı ne de dilbilimsel bir araştırma yürütüldü. Zazaca’nın, hiçbir bilimsel rapora dayanmadan, sadece bazı siyasi çevrelerin “Zazalar da Kürttür” propagandasına dayanarak Kürtçenin lehçesi ilan edilmesi, halkın iradesine açık bir saygısızlıktır.

Bu karar:

Doğu Güneydoğu Anadolu bölgesinin asimile edilip Kürtleştirilmesini hızlandırmış,

Zaza kimliğini görünmezleştirmiş,

Zazaca’nın kamusal varlığını zayıflatmış,

Eğitim ve medya alanında Zazaca’yı ikinci plana itmiştir.

Açıkça belirtmek gerekir ki bu karar, bir asimilasyon politikasıdır. Tıpkı geçmişte Türkçe dışındaki dillerin yok sayıldığı gibi, bugün de bazı kimlikler, diğer bir etnik kimliğin içinde eritilmek istenmektedir.

Demokratikleşme Etnik Tekçilikle Değil, Eşit Tanınmayla Olur

Türkiye’de etnik kimliklere dair açılımlar yapılacaksa, bu açılımlar sadece bir grup üzerinden yürütülmemelidir. “Kürt Açılımı” adı altında yürütülen süreç, tek etnik kimliğe odaklanırken, aynı coğrafyada yaşayan Zazalar, Süryaniler, Araplar, Keldaniler, Êzidîler gibi topluluklar yok sayılmıştır. Bu yaklaşım toplumsal barışı değil, gerilimi derinleştirmiştir.

Çözüm süreci demokratikleşmeyi amaçlıyorsa:

Eşit yurttaşlık temelinde tüm halklar tanınmalıdır.

Her dil, inanç ve kültür için kamusal destek sağlanmalıdır.

Tüm dillere pozitif ayrımcılık ilkesiyle yaklaşılmalı, yok olma tehlikesiyle karşı karşıya olan diller (Zazaca, Lazca, Çerkesce vb.) korunmalıdır.

ZAZACA’ya Yönelik Taleplerimiz Açıktır

1. TBMM, 2014’teki yanlış kararından derhal dönmelidir.

2. Zazaca’nın bağımsız bir dil olarak tanındığı yasal ve anayasal düzenlemeler yapılmalıdır.

3. Zazaca’nın eğitim başta olmak üzere tüm alanlarda pozitif ayrıcalık tanınması için gerekli tüm adımlar atılmalıdır.

4. Zazaca TV, radyo, dijital içerik ve basın organları devlet destekli kurulmalıdır.

5. Zaza kimliğine dair kültürel varlıklar (tarih, müzik, inanç vb.) korunmalı ve desteklenmelidir.

6. TRT bünyesinde Zazaca yayın yapan bir TV kanalı kurulmalı (TRT Kurdi’de Zaza dili orijinalinden uzaklaştırılıp Kürtçeleştiriliyor).

Sonuç: Zazalar Görünmek, Tanınmak ve Yaşamak İstiyor

Zaza halkı, herhangi bir etnik kimliğin alt versiyonu değil, bu toprakların asli, onurlu ve eşit bir parçasıdır. Bu halk, başka kimlikler içinde erimek istememektedir. Zazaca, sadece bir iletişim aracı değil; binlerce yıllık kültürün, belleğin ve aidiyetin taşıyıcısıdır.

Bizler, Zaza halkının demokratik taleplerini seslendiriyor; tekçi, asimilasyoncu politikalara karşı eşit yurttaşlığı ve demokrasi açılımını savunuyoruz. Bu ses, ne ayrıştırıcı ne bölücüdür. Aksine, herkesin hakkını veren kapsayıcı bir Türkiye hayalidir.

Kürt Açılımı Değil, DEMOKRASİ AÇILIMI!

Zazaca Kürtçenin Lehçesi Değil, Müstakil Bir Dildir!

Saygılarımızla,

Murat BUKAN
ZAZA FEDERASYONU Genel Başkanı
https://www.zazafed.org/

📚 Kaynakça (Seçmeli)

1. Kojima, Toshiki. “Zazaki: A Language of Its Own.” Language Documentation and Description, 2011.

2. Haig, Geoffrey. “The Invisibilization of Zaza.” Kurdish Studies, 2014.

3. Paul, Ludwig. “The Position of Zazaki among West Iranian Languages.” Studia Iranica, 1998.

4. UNESCO Atlas of the World’s Languages in Danger, 2022.

5. Ethnologue (SIL International): www.ethnologue.com

Relevante Artikel

Back to top button
Cookie Consent mit Real Cookie Banner