Volksblatt’da yayımlanan bu habere dikkat!
Volksblatt'da yayımlanan “Seçimden önce uyanık olunmalı” başlıklı analiz-haberin Türkçesini birebir yorumsuz bir şekilde okumanıza sunuyoruz!
Kurumsal kişiliğini, “Hristiyan-Sosyal fikirlere kendini adamış bölgesel bir Yukarı Avusturya günlük gazetesi” olarak tanımlayan „Oberösterreichische Volksblatt“, pazar günü, siyasal İslami gruplarla ilgili çarpıcı bir analiz-haber yayımladı.
Volksblatt’da, Manfred Maurer tarafından yayımlanan “Seçimden önce uyanık olunmalı” başlıklı analiz-haberin Türkçesini yorumsuz birebir aktarıyoruz:
Linz Belediye Başkanı Klaus Luger’e uyarı : “Almanya’nın radikal Türk gruplarına yönelik uyarısı Yukarı Avusturya için de geçerli”
Aşırı sağcı veya İslamcı Türk derneklerinin siyaseti etkileme çabalarına karşı Alman Federal hükümetinin uyarısı Yukarı Avusturya’da da ciddiye alınmalıdır. Özellikle Linz´in Avusturya Sosyal Demokrat Partisi SPÖ´den Belediye Başkanı seçilen Klaus Luger!
Çünkü komşularının kartal gözleriyle gözlemlediği gruplar bu ülkede de aktif: Aşırı sağcı Bozkurtlar (Ülkücü), köktendinci Milli Görüş veya Türk iktidar partisi AKP şubesi Uluslararası Demokratlar Birliği (UID).
(Neredeyse) her zaman tamamen yasal
Berlin hükümeti, aşırı sağcı Türklerin „siyasi karar alıcılara ve partilere yakın olarak Alman çoğunluk toplumu içindeki siyasi söylemi etkilemeye çalıştığını“ söyledi.
Yerel seçimler için de yarıştılar. İslam Cemaati Milli Görüş (IGMG) ise „siyaset ve toplum için diyalog ve muhatap olarak hareket etmeye çalışıyor“.
Bu, bu gruplarla mücadeleyi zorlaştırıyor. Çünkü hükümete göre „kamuoyunu ve siyasi fikir oluşturmayı etkileyerek mevcut hukuk sistemi içerisinde hedeflerini takip ediyorlar.”
Göze çarpmayacak kadar iyi kamufle edilmiş
Yani bu hiçbir şekilde teröristler veya demokratik düzeni açıkça sorgulamakla ilgili değil. Aksine, siyasetteki bu tür grupların kahramanları kendilerine entegre, sosyal ve kozmopolit ortaklar olarak hizmet ederler. Türklerin Facebook sayfalarında yasaklanmış “kurt selamları” gibi, her türden Türk aşırılık yanlılarına yapılan itiraflar da çoğunlukla göz ardı ediliyor.
Bir Janus kafası nadiren ortaya çıkar: 2015 yılında Wels’de SPÖ için yarışan bir din öğretmeni, aynı zamanda Türk Milli Görüş partisi Saadet’in Linz şubesinin de başkanıydı.
Ancak Linz’deki İslami Dini Cemaatin eski gençlik görevlisinin bir cihat videosu yayınladığı öğrenildiğinde, SPÖ, terör örgütüne üye olmaktan hüküm giyen kişiden- birkaç yıl önce Vorchdorf’ta bir hac ziyaretinde „Babamız“ a dua etmişti- ayrıldı.
SPÖ’ye dikkat çekici yakınlık
Bu vaka, daha yakından bakma ihtiyacına bir örnektir. O zaman bile mesele, Wels yoldaş gibi nadiren bu kadar açık. Siyasi İslam Gözlemevi’nin Bilimsel Danışma Kurulu Başkanı Mouhanad Khorchide sorunu biliyor: „Tehlikeli olan da bu: Siyasal İslam yasal çerçeve içinde hareket ediyor. Bu da, kavramayı zorlaştırıyor.“
Yani ne Attnang-Puchheimer SPÖ Meclis Üyesi Kadir Arslan ne de özgür şehir yoldaşı İbrahim Cansız yasadışı herhangi bir şeyle suçlanamaz. Ama her ikisi de Avusturya Linz İslam Federasyonu’nun (Alif)- oö. IGMG Şubesi- önde gelen görevlilerindendir. Bununla birlikte aynı zamanda Necmettin Erbakan’ı “büyük bir İslami düşünce lideri ve alimi” olarak onurlandıran bir derneği temsil ediyorlar.
Milli Görüş’ün kurucusu, İslami dünya düzeni için çabalıyordu ve „Yahudiler 5700 yıldır dünyayı yönetiyor“ gibi görüşleri yayıyordu. „Fikirleri anti-Semitik komplo teorileri tarafından şekillendirildi“, örneğin Alman Yeşilleri, Milli-Görüş temsilcileriyle diyalogun koşulu olarak „Yahudi karşıtı kurucu figürden uzaklaşmalarını“ belirlemiş ve talep etmişlerdir.
Adaylara yakından bakın
Şimdiye kadar SPÖ’den Enns hakkında bu tür bir haber alınmadı, örneğin, AB Parlamentosundaki „Alevi Dostlar Çevresi“ başkanı SPÖ üyesi Günther Sidl „çeşitli alanlarda temel radikalleşme sorununa“ işaret etse bile: Sidl, VOLKSBLATT’a „Paralel toplumların oluşmamasına dikkat etmelisiniz.“ dedi.
Linz Belediye Başkanı Klaus Luger, Alif ile olan dostane ilişkilerini, paralel sosyal yapılara karşı bir eylem olarak görüyor. Bu, Luger arkadaşlarından birinin resmi olarak tanınan bir ülkücünün Facebook arkadaş listesini de süslemesi ve Ülkücü etkinliklerinde görülmesi dostluğu etkilemiyor gibi görünüyor.
Özellikle sonbaharda yapılacak belediye meclisi seçimlerinden önce aday listelerini kullanarak, kimin hangi kuruluşlarla ilişki içinde olduğuna ve ilk bakışta çoğu kez fark edilmeyen hangi fikirlerin arka kapıdan topluluklara sızabileceğine dikkatlice bakmanız gerekecek.
