Avusturya’da enflasyon korkusu: Fiyatlar da keskin bir şekilde yükseliyor!

VİYANA- Avusturya enflasyon canavarı ile mücadele ediyor! On yıldır istikrarlı giden değerler tepetaklak oldu; ağustos ayında enflasyon oranı yüzde 3,1’e yükseldi. Almanya’da son zamanlarda yüzde 3,8 ile son 30 yılın en yüksek seviyesi vardı ve ABD’de bu oran yüzde 5,4 idi.

Geçen yıl enflasyonun çok düşük olduğunu (ülkemizde yüzde 1.4, ABD’de yüzde 1.3 vb.) düşündüğünüzde bu çok büyük bir artış. Bu nedenle şimdiden uzmanlar hızla artan fiyatlar konusunda uyarıda bulunuyor. Her şeyden önce, enerji fiyatları keskin bir şekilde yükseldi.

İstatistik Avusturya Genel Müdürü Tobias Thomas, „Şu anda bazı kısa vadeli etkilerimiz var, ancak yapısal olanlar da var“ diyor. Enerji fiyatlarındaki güçlü artış şu anda etkili oluyor. Thomas sözlerini şöyle sürdürüyor: “Şubat 2020’de ham petrolün varil fiyatı 20 dolara düştü, şimdi tekrar normale döndü. Ancak bir önceki yılın düşük tabanı artık istatistiklere etki ediyor; bu etki Şubat veya Mart 2022’ye kadar sona ermeyecek.“

Hammadde fiyatları artıyor!  

Ayrıca, „birçok sektörde kilitlenmeler, kesintiye uğrayan tedarik zincirleri vb. nedeniyle korona şokunda arz ve talep dengede değildi“. Şimdi tüketim ve genel ekonomi yeniden güçlü bir şekilde yükseliyor, bu da birçok hammadde fiyatını (odun, metal vb.) yukarı çekiyor, bu nedenle her ikinci yerli sanayi şirketi satış fiyatlarını yükseltmek istiyor.

Avusturya’daki ek bir faktör de enflasyon oranını ölçmek için kullanılan alışveriş sepetinde turizm ve diğer hizmetlerin orantısız bir şekilde yüksek bir payının olması. Thomas’a göre, “Payları Almanya’dakinin üç katı. 2015’ten bu yana hizmetler ortalama yüzde 14,8 daha pahalı, ancak genel enflasyon sadece yüzde 11,3 arttı.“

Uzun vadede bu eğilimin tersine dönmesi bekleniyor

Bu etkilere rağmen, Wifo’ya göre, enflasyonun bu yıl sadece ılımlı bir şekilde yüzde 2,3’e (2022: yüzde 2) yükselmesi gerekiyor. Bununla birlikte, son birkaç on yılda fiyat artışlarını giderek daha ılımlı hale getirmeye alıştıktan sonra, uzun vadede bir eğilim tersine dönüyor. 1955’ten 1990’a kadar (Almanya örnek alınarak), yılda yüzde üç yaygındı, daha sonra yüzde iki ve 2010’dan beri sadece yüzde 1,3.

Raiffeisen Research tarafından yapılan bir araştırmaya göre, bundan sonra en azından azalması gereken birçok durum bundan sorumlu:

*Emtia (satılacak şeyler, mallar) fiyatlarını baskı altına alan küreselleşme (ucuz ülkelerde üretim, daha fazla rekabet) oldukça tükenmiştir. Hatta bazı durumlarda AB ve ABD, Corona deneyiminden dolayı tekrar evde daha fazla üretmek istiyor.

*Pek çok sanayileşmiş ülkede nüfusun yaşlanması, daha fazla insanın daha pahalı ve rasyonelleştirilmesi zor olan hizmetler (sağlık, bakım) talep edeceği anlamına gelecektir.

*İklim koruması tüketiciler için her yerde hissedilir. Almanya’da tek başına CO2 fiyatının enflasyon oranını yılda %0,2 ila %0,4 oranında artırması bekleniyor.

*Sosyal, çevresel ve çalışma koşulları için daha yüksek standartlar („ESG“) şirketler için giderek bir zorunluluk haline geliyor.

*Önceden güçlü bir fiyat freni olan dijitalleşme, bazı şirketlerin tekelleri nedeniyle zayıflayabilir. (yenivatan.at)