İsrail-Filistin: ABD ve AB ülkeleri radikal Yahudi yerleşimcilere karşı yaptırım çağrısında bulundu

ABD, Batı Şeria'daki aşırılık yanlısı  Yahudi yerleşimcilerin Filistinlilere yönelik şiddetini artık kabul etmiyor; bazı Avrupa ülkeleri de aynı şeyi yapıyor.  

Avusturya’nın günlük Kurier Gazetesi´nin dikkat çeken haberini Yeni Vatan Gazetesi sizler için Türkçe diline dokunmadan şöyle tercüme etti : 

 

İki aydan uzun bir süredir tüm gözler Gazze’deki savaşın üzerindeydi.

Ancak işgal altındaki Batı Şeria da bu süre zarfında İsrailliler ve Filistinliler arasında kanlı çatışmalara sahne oldu. İsrailli yerleşimcilerin Filistinlilere yönelik şiddet eylemlerine ilişkin haberler giderek artıyor. Buna karşılık olarak ABD hükümeti, diğerlerinin yanı sıra aşırılık yanlısı İsrailli yerleşimcilere yönelik giriş kısıtlamaları getirdi. Fransa ve Almanya, ABD’nin uyguladığı cezalandırıcı tedbirlerin Avrupa Birliği’ne de teşmil edilmesinden yanadır.

ABD: Yahudi yerleşimler barış anlaşmasının önünde bir engel

İsrail, 1967’deki Altı Gün Savaşı’nda Batı Şeria’yı ele geçirdiğinden bu yana buradaki tartışmalı yerleşimlerini sistematik olarak genişletti. İsrail’in merkezi ile Ürdün arasında kalan bölgedeki yerleşimcilerin sayısı şu anda yaklaşık yarım milyona ulaşmış durumda. Doğu Kudüs de dahil edildiğinde, yaklaşık üç milyon Filistinlinin ortasında 700,000 kadar yerleşimci yaşamaktadır. Birleşmiş Milletler bu yerleşimleri, olası bir ikinci devlet çözümünde Filistinliler için bitişik bir toprak parçasına neredeyse hiç izin vermedikleri için barış anlaşmasının önünde büyük bir engel olarak sınıflandırmıştır.

„Şiddet eylemlerinde endişe verici bir artış“

Yerleşimler on yıllardır ABD Başkanı Joe Biden’ın başını ağrıtıyor. ABD şimdi cezalandırıcı tedbirlerini Batı Şeria’daki „şiddet eylemlerindeki endişe verici artış“ ile gerekçelendiriyor. ABD Dışişleri Bakanlığı’na göre bu, „aşırılık yanlısı İsrailli yerleşimcilerin daha önce görülmemiş düzeydeki şiddet eylemlerini“ de içeriyor. Filistinlileri ve mülklerini hedef aldılar ve tüm toplulukları yerlerinden ettiler. Ancak giriş kısıtlamaları İsraillilere karşı şiddet eylemlerinde bulunan Filistinli aşırılık yanlılarını da hedef alıyor. Her iki taraftaki yakın aile üyeleri de bu durumdan etkilenebilir.

Hamas’ın 7 Ekim’de İsrailli sivillere yönelik katliamı ve ardından İsrail’in Gazze Şeridi’ne düzenlediği saldırılardan bu yana Batı Şeria ve Doğu Kudüs’teki gergin durum daha da kötüleşti. Sağlık Bakanlığı’na göre o tarihten bu yana 264 Filistinli İsrail askerleriyle girdikleri çatışmalarda ve İsrailli yerleşimcilerin saldırılarında hayatını kaybetti. Yılbaşından bu yana Batı Şeria’da toplam 460 Filistinli İsrail milisleri, çatışmalar ya da kendi saldırılarında hayatını kaybetti.

Çoban toplulukları sürülüyor

Medyada yer alan haberlere göre, Ekim ayının başından bu yana Yahudi aşırılık yanlı yerleşimcilerin Filistinlilerin zeytin toplamasını engelleyen şiddetli saldırıları artıyor. Filistinli çoban topluluklarının yüzlerce üyesi de sınır dışı edildi. Sağlık Bakanlığı dokuz ölüm vakası kaydetti. İsrail güvenlik makamları Filistinlileri saldırılara karşı koruyamamakla suçlanıyor. Ölüm vakalarında bile neredeyse hiç kovuşturma yapılmıyor. Yerleşimci temsilcileri büyük çoğunluğun barışçıl olduğunu ve yasalara uyduğunu vurguluyor.

„Yetersiz düzeyde önlemler“

Ancak 7 Ekim’den bu yana daha fazla yerleşimci silahlandı ve askerlerin çoğu da yerleşimcilerden oluşuyor. Ayrıca İsrail hükümetinde Batı Şeria’nın İsrail’e ilhak edilmesinden yana olan aşırı sağcı bakanların desteğine de sahipler. ABD Dışişleri Bakanlığı sözcüsü İsrail’i yerleşimci şiddetindeki artışa karşı tutumu nedeniyle eleştirdi. Matthew Miller şu ana kadar „yeterli düzeyde eylem“ görmediklerini söyledi. ABD hükümetinin şimdi tepki göstermesinin bir nedeni de bu. „Hem İsrailliler hem de Filistinliler şiddet, gözdağı ve tehditlerden arınmış bir umut perspektifini hak ediyor,“ diye devam etti. Daha önce de Dışişleri Bakanı Antony Blinken İsrail’i harekete geçmeye ve şiddet uygulayan yerleşimcileri sorumlu tutmaya çağırmıştı.

ABD Başkanı Biden baskı altında

ABD Başkanı Biden da Gazze savaşının başlamasının ardından ülke içinde baskı altında. Ortağı İsrail’e yönelik eleştiriler son zamanlarda genellikle sadece ima yoluyla yapılıyordu ve Biden tarafından daha çok satır aralarında fark ediliyordu. ABD hükümeti son haftalarda kamuoyuna onaylamadığını açıkladığında, bu çoğunlukla aşırılık yanlısı yerleşimcilerle ilgili oldu. Ekim ayında Biden, yerleşimcilerin Filistinlilere yönelik şiddetinin sadece „yangına körükle gitmek“ olduğunu açıkça ifade etmişti.

Fransa da aynı şeyi yapıyor

Paris de Washington’un izinden giderek aşırılık yanlısı  Yahudi yerleşimcilere giriş yasağı getirilmesi ve mal varlıklarının dondurulmasından söz ediyor. Dışişleri Bakanlığı’na göre Paris’teki hükümet ulusal ve Avrupa düzeyinde atılacak adımları değerlendiriyor. Avrupa’da en fazla Yahudi nüfusa ve en fazla Müslüman’a sahip ülke olan Fransa bir denge durumuyla karşı karşıya.

Bir yandan Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ve hükümet, ülkedeki antisemitizm dalgası karşısında açık bir şekilde Yahudi nüfusun yanında yer aldı. Öte yandan, kökleri Müslüman ülkelere dayanan ve Filistinlilerin kaderine özellikle üzülen pek çok kişi var. Yerleşimcilere karşı yaptırım çağrısını Paris’in çatışmada Filistinlilerin çıkarlarını da eşit derecede göz önünde bulundurduğunun bir işareti olarak görmeleri de muhtemel.

Almanya Batı Şeria’da şiddetin tırmanmasından korkuyor

Berlin’den de benzer sesler duyuluyor. Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Almanya’nın ABD’nin tutumunu ve alınan tedbirleri memnuniyetle karşıladığını söyledi. Pazartesi günü yapılacak AB dışişleri bakanları toplantısına atıfta bulunan sözcü, „Bizim görüşümüze göre bu tartışmayı Avrupa düzeyinde de ilerletmek önemli“ diye ekledi. Alman hükümeti orada aktif bir rol oynayacak. Sözcü, „İsrail’e Filistinlileri aşırılık yanlısı yerleşimcilerin faaliyetlerinden koruması için defalarca çağrıda bulunuyoruz“ dedi.

Federal Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock, Batı Şeria’da şiddetin tırmanmasının bölgede bir yangın riskini arttıracağından korkuyor – her ne kadar İsrail’in bölgedeki komşu ülkeleri aslında bunu istemese de. Bir önceki hükümette de dönemin Almanya Başbakanı Angela Merkel (CDU), Netanyahu hükümetini Batı Şeria’da şiddeti tırmandırdığı için az ya da çok açıkça eleştirmişti.( Kurier, 11.12.2023, yenivatan.at)

Relevante Artikel

Back to top button
Fonds Soziales Wien
Cookie Consent mit Real Cookie Banner