Mısır asıllı Siyaset bilimci, Müslüman Kardeşlere yapılan operasyonu Yahudi katliamlarına benzeterek yeni bir tartışma başlattı!

"İslamofobi araştırmacısı"  Dr. Farid Hafez,  "Avusturya'da Müslüman Kardeşlere karşı yapılan Luxor adlı operasyonu "1938 Kristal Gecesi” ya da diğer adıyla “10 Kasım 1938'de Yahudilere karşı Almanya ve Avusturya'da Sinagoglar'ın yakılması ve yağmalanması ile soykırımın başlangıcı sayılan Kasım Pogromu/Yağması” ile karşılaştırması tepki topladı.

VİYANA.  Linz merkezli Volksblatt haberinde, geçen hafta vuku bulan Müslüman Kardeşler operasyonunun hedeflerinden biri olan Mısır asıllı Siyaset bilimcinin, son makalesinde bilinçli bir şekilde elma ile armudu birbirine karıştırması ve tüm Müslümanlara karşı sanki Avusturya’da polis operasyon yapıyormuş gibi lanse etmesinin yanında, kendisi ve çevresinin sanki Avusturya’da tüm Müslümanların temsilcisi gibi algı oluşturması ile sert bir şekilde eleştirilmesi dikkat çekti. .

VOLKSBLATT´da yayınlanan dikkat çekici haberin satırbaşları şöyle

Hakkında çok tartışılan Salzburglu siyaset bilimcisi Farid Hafez, üzerinde fırtınalar koparılacak bir itiraz başlattı. Yukarı Avusturya doğumlu Hafez, Georgetown Üniversitesi Bridge inisiyatifinin (Washington DC) web sitesinde, iki hafta önce  Mısır odaklı Müslüman Kardeşler ve Avusturya’daki uzantılarına  yönelik başlatılan operasyonu, 1938 Kasım Nazi pogromu/yağma ve Çin’in Sincan şehrinde Müslümanlara yönelik baskılarla kıyaslayarak bir makale yayımladı.

Hafez makalesinde , ”Siyasal İslam’ı bir suç unsuru olarak gösterme çabası ve Müslümanların dini inançlarına göre sorgulanmasıyla, Avusturya Federal Hükümet, Kristal Gece anma törenlerine olan güvenilirliği baltalıyor. Hükümet bu yaklaşımıyla totaliter yönetim biçimine doğru gittiğini göstermektedir.”  diye yazdı.

Hafez, yalnızca   “gerçek” İslamofobisi olan kesimi değil, hatta liberal, seküler kesimi temsil eden, yani Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a yönelik eleştirileri temsil eden tüm kesimlerin eleştirildiği yıllık “İslam Fobisi Röportajlarının” ortak yayımcısıdır.

Anlamsız, skandal, çirkin…“

Sadece federal hükümetten değil, Müslümanlar tarafından da eleştiriler var.

İçişleri Bakanı Karl Nehammer (ÖVP) VOLKSBLATT’a verdiği demeçte şu değerlendirmeyi yaptı: „Milyonlarca Yahudi’nin soykırımına yönelik ilk adımlardan biri olan 10 Kasım  1938 Pogromu‘nu/Yağması‘nı, radikal siyasi İslam’a yani Müslüman Kardeşlere karşı yapılan meşru ve kararlı bir eylemle eşitlemek, sadece tamamen tatsız değil, aynı zamanda anti-demokratik bir tutumun ifadesidir.“

1. Ministerrat der Regierung Kurz II., Bundeskanzleramt, Vienna (AT), 08.01.2020, Foto: Arno Melicharek

Nehammer’in açıklamaları şöyle devam etti: “Avusturya’da temel demokratik değerleri destekleyenler – dini inançlarına veya kökenlerine bakılmaksızın toplumumuzun bir parçasıdır. Hafez, toplumumuzda bilim kisvesi altında dini suistimal ederek çatlaklar açmak ve 1945’ten beri büyüyen demokrasimizi itibarını sarsmak ve böylece zayıflatmak istiyor.“

 

 

 

 

1. Ministerrat der Regierung Kurz II., Bundeskanzleramt, Vienna (AT), 08.01.2020, Foto: Arno Melicharek

Entegrasyon Bakanı Susanne Raab (ÖVP)Volksblatt’a yaptığı açıklamalarda şunları söyledi: „Bu çirkin karşılaştırma sadece Nasyonal Sosyalizm‘in korkunç suçlarını küçümsemiyor ve onları aşırılığa karşı meşru ve gerekli mücadeleyle eşitlendiriyor.  Bunu yapanlar tarihimizi anlamamış ve Nazi soykırımının kurbanlarının anısını ayaklar altına almışlardır. Siyasi İslam’a karşı eylem „bir dine yönelik bir saldırı değil, demokrasimizin aşırılığa karşı ortak mücadelesidir. Bu çok sesli demokrasimiz için savaşımız tereddütsüz devam edecektir“ dedi.

 

 

 

Sadece Federal Hükümetten değil, Müslümanlar tarafından da eleştiriler var.

İslam ilahiyatçısı: “ Biz Avusturya devletinin kurbanı değiliz! „

Müslüman ilahiyatçı Mouhanad Khorchide de dehşete düştüğünü söylüyor: “Müslüman Kardeşlere yönelik olduğu iddia edilen bir baskının, Çin’deki Uygurların durumuyla ve özellikle de Kasım pogromlarıyla karşılaştırılması; sadece aşırı derecede tatsız ve aşağılayıcı değil, aynı zamanda aşırı derecede skandaldır. Milyonlarca Yahudi’nin öldürülmesinin başlangıcı nasıl olur da bir baskınla özdeşleştirilebilir? Bu kadar çok insanın çektiği acıların perspektife yerleştirilmesi karşısında dilim tutuldu, şaşkına döndüm.“

Münster’deki Westfälische Wilhelms-Universität İslam İlahiyat Merkezi Başkanı ve Avusturya Başbakanlığına bağlı Siyasi İslam’ın Bilim Kolu Başkanı Khorchide,Müslüman Kardeşlerin kurucusu Hassan al-Benanna’nın cihatla ilgili bir kitapta gayrimüslimlere karşı savaş çağrısında bulunduğuna işaret ediyor. Hassan al- Banna, bir başka kitabında da, Müslümanlara saldırmasalar bile, diye yazmış. Hassan al- Banna kurallarını ve ilkelerini İslam’dan almayan bir yönetim sistemini tanımıyoruz. Bu siyasi partileri tanımıyoruz. Küfürler ve İslam karşıtları tarafından yargılama ve hareket etme amacıyla üzerimize dayatılan bu geleneksel sistemleri tanımıyoruz. İslam adalet sisteminin bütünüyle yeniden canlandırılması için çaba göstereceğiz. Ve İslami hükümet bu sistem temelinde kurulacak şekilde hareket edeceğiz.  Bunu diyen  Müslüman Kardeşleri kuran Hassan al Banna’dır. Avusturya devleti Müslüman Kardeşlere karşı harekete geçmekte haklıdır, çünkü onların Batı karşıtı ideolojisi, ülkemizde barışı tehdit etmektedir. Nazilerin „Kristallnacht“ olarak oynadığı pogrom, Avrupa Yahudiliğinin sistematik olarak yok edilmesinin başlangıcıydı. „Yeni Yahudiler“ olarak kendinizi harika bir pozla ilgi odağı haline getirmek, aşırı sağcılar ve diğer Yahudi düşmanlarından, genellikle bildiğimiz bir şeydir. Daha önceki metinlerini bilen biri olarak beni o kadar da şaşırtmadı, ancak; onu, bu kadar açık bir şekilde formüle etmesi radikalleşmeye doğru bir adımdır.“

Khorchide sözlerini bitirirken şunları ifade etti:  „Hafız’ın bu Avusturya hükümetinin eylemini, tüm Müslümanlara yönelik kapsamlı bir saldırı olarak tasvir edilmesi, Müslümanların hepsinin Müslüman Kardeşler ve onların insan düşmanı ideolojileriyle dayanışma gösterdiğinden şüphelenilmesine neden oluyor. Müslümanları, böyle bir dil ile insanlık düşmanı Müslüman Kardeşler gibi bir ideolojinin yakınlarına itmeyi veya onları tüm Müslümanların temsilcisi gibi göstermeyi bırakın. Bizler  Avusturya devletinin kurbanları değiliz, tam tersine devletin bu insanlık düşmanı ideolojisinin suiistimal edilmesinin  yani Müslüman Kardeşler‘ in kurbanıyız.”

Yahudiler tarafından da eleştiriler var

Viyana’daki İsrail Dini Cemaati (IKG) üyesi Walter Weihrauch konuyla ilgili şu yorumda bulundu: “Hafız, Kasım 1938’deki katliam ve Kasım 2020’deki “Müslüman Kardeşlere karşı yapılan Luksor baskını arasındaki karşılaştırmayla, temsil ettiği ideolojiyi savunmak söz konusu olduğunda, gerçeğe tamamen kayıtsız olduğunu kanıtlıyor – ve bir bilim insanı bunu asla yapmamalı ”

 

Politologe löst Proteststurm aus

,

 

 

 

 

Relevante Artikel

Back to top button
Fonds Soziales Wien
Cookie Consent mit Real Cookie Banner