Viyana’da iade talebini bekleyen Sezgin Baran Korkmaz niye Reza Zarrab’dan daha kötü durumda?

Uluslararası Ceza Hukuku Uzmanı Timuçin Köprülü'ye göre Sezgin Baran Korkmaz'ın ABD'ye iade ihtimali yüksek. New York Barosu avukatlarından Cahit Yıldırım ise Korkmaz'ın durumunun Zarrab'dan daha kötü olduğunu söylüyor.

VİYANA/ANKARA/WASHINGTON- Kara para aklamakla suçlanan ve ABD’nin talebiyle Avusturya’da 19 Haziran’da tutuklanan iş insanı Sezgin Baran Korkmaz’ın akıbetinin 5 Temmuz’da hakim karşısına çıkacağı duruşmada belli olması bekleniyor. Viyana yakınlarındaki Wels kentinde ikinci kez daha hakim karşısına çıkacak olan Korkmaz’ın iadesini ise hem Türkiye hem de ABD istiyor.

Ankara’nın iade dosyasını Avusturya makamlarına ilettiklerini söyleyen Viyana’daki Türkiye Büyükelçisi Ozan Ceyhun, DW Türkçe’ye yaptığı açıklamada „Avusturya Dışişleri bizden ilk iade için tutuklama talebimizi 19 Haziran günü aldı ve 20 Haziran sabahı teyit etti. İade ile ilgili dosyamızı da 22 Haziran günü alan Dışişleri Bakanlığı bunu da 23 Haziran sabahı teyit etti“ bilgisini verdi. Korkmaz’ın iadesini istediği ABD’de de ise Korkmaz’a yöneltilen suçlamaların yer aldığı iddianame hazır. Korkmaz iddianamede 133 milyon dolar kara parayı Türkiye’de aklamakla itham ediliyor.

Korkmaz’ın iadesinin hangi ülkeye yapılacağı tartışmasının yanı sıra yanıtı aranan bir diğer soru ise Korkmaz’ın ABD’ye iade edilmesi durumunda yüksek hapis cezasından kurtulmak için Reza Zarrab gibi savcılarla anlaşıp anlaşamayacağı. Anlaşma yoluna gitmesi ise Korkmaz’ın Türkiye’deki bağlantılarını da Zarrab gibi ABD’li yetkililerle paylaşacağı anlamına geliyor.

„Yeni Reza Zarrab olmayacağım. Ben bayrağına, vatanına bağlı bir Türk vatandaşıyım.“ Sezgin Baran Korkmaz

Deutsche Welle Türkçe muhabiri Hilal Köylü, Korkmaz’ın hangi ülkeye iade edileceğine, iade edilirse Reza Zarrab gibi itirafçı olup olamayacağına ve Korkmaz’ın iade edileceği ülkeyi seçip seçemeyeceğine dair her şeyi Uluslararası Ceza Hukuku Uzmanı Timuçin Köprülü ve New York Barosu’ndan Avukat Cahit Akbulut’la konuştu.

„İade süreci uzayabilir“

Atılım Üniversitesi’nden Uluslararası Ceza Hukukçusu Timuçin Köprülü, öncelikle ABD ile Avusturya arasında 2000 yılında yürürlüğe giren suçluların iadesi anlaşması olduğuna, bu anlaşmaya da 2005’te bir protokolle ek yapıldığına dikkat çekiyor.

Köprülü’nün verdiği bilgilere göre anlaşma gereğince iade talebi diğer ülkeye ulaştığında, yetkili mahkeme „iade edilebilir ya da edilemez“ diye iki şekilde karar verilebiliyor. Korkmaz için Avusturya’dan „iade edilemez“ kararı çıkarsa Avusturya iç mevzuatına göre de savcının buna itiraz yetkisi bulunuyor. İtiraz sonuç vermezse ya da iade edilmeme kararı kesinleşirse kişi iade edilemiyor. „İade edilebilir“ kararına karşı da kanun yolları olduğunu belirten ceza hukukçusu Köprülü, sürecin uzayabileceğine işaret ediyor.

Köprülü, sürecin nasıl uzayabileceğini de „Kişinin iade edilebilir olduğu karar kesinleşirse dosya, Avusturya Adalet Bakanlığı’na gönderilir ve nihai kararı Adalet Bakanı verir. Burada elbette Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve ek protokollerinin bir ihlali varsa bu karara karşı Anayasa Mahkemesi’ne de başvurulabilir. Bu durumda sürecin uzayacağı ortada. Bir de AİHM’ye başvuru ihtimalini hesaba katın“ sözleriyle açıklıyor.

Köprülü, ABD tarafından iadesi istenen Ukraynalı iş insanı Dmytro Firtash hakkında ABD’de 2013’te iddianamenin kabul edildiğini ve kaçak bulunduğu Avusturya’dan 2014’te iadesinin istendiği örneğini veriyor. Köprülü, „2015’te Viyana mahkemesi iade edilemez kararı veriyor ve bu karar daha sonra 2017 yılında Yüksek Mahkeme bu kararı bozuyor. 2019 yılına gelindiğinde hukuki mücadele hala devam ediyordu“ hatırlatması yapıyor.

„Güçlü ihtimal ABD’ye iade“

Korkmaz’ın iadesi için Türkiye’nin de resmi işlem başlattığını, bu durumda „birden fazla talep“ seçeneğinin gündeme geldiğini söyleyen Köprülü, ABD-Avusturya İade Anlaşması ile Türkiye ile Avusturya’nın taraf olduğu Avrupa İade Anlaşması’na bakılması gerektiğini ve hangi devlete iade edileceği konusunda kimi kriterlerin işleteceğini anlatıyor. Köprülü, bu kriterler uyarınca Korkmaz’ın ABD’ye iadesinin daha güçlü ihtimal olduğunu vurguluyor.

Köprülü bununla ilgili hukuki zemini de şöyle anlatıyor: „Örneğin suçun işlendiği yer, suçun mağdurunun milliyeti, taleplere konu işlenen suçların ağırlığı, talep eden devletlerden birine iade halinde diğer devlet ya da devletlere iade ihtimali, iade taleplerinin tarihsel olarak sırası, kronolojisi gibi nedenlere bakılıyor. Buna göre de bir karar veriliyor. Sezgin Baran Korkmaz açısından hakkındaki iddianamede bahsi geçen suçların işlendiği, kamu düzeninin ihlal edildiği yerin ABD olması, iadenin ABD’ye yapılması ihtimalini güçlendiriyor.“

New York Barosu avukatlarından Cahit Yıldırım da „Avusturyalı makamlar hangi ülkeye iade edeceği konusunda suçun işlendiği yere ve suçun mağduru olan ülkenin hangi ülke olduğuna bakacaktır. Suç ABD’de eyaletler arasında işlenmiş, Amerikan vergi dairesi dolandırılmıştır. Türkiye’de ise Sezgin Baran Korkmaz hakkında farklı yargı kararları alınmış. Sezgin Baran Korkmaz’ın ülkeden çıkışına izin verilmiştir. Bu faktörler göze alındığında bu kişinin Türkiye’ye iadesi söz konusu olamaz. Avusturyalıların Sezgin Baran Korkmaz’ı ABD’ye iade edeceğine inanıyorum“ diyor.

Korkmaz’ın Türkiye’ye iadeyi seçme hakkı var mı?

Ceza Hukukçusu Köprülü, iki devletin iade talebi söz konusu olduğu için Korkmaz’ın böyle bir seçim hakkının olmadığını söylüyor. Köprülü, „Bu durumda önce bir ülkeye iade edilecek sonra orada yargılanıp beraat ederse ya da mahkum olur da cezası infaz edilirse diğer ülkeye gönderiliyor“ diyor.

Korkmaz, Avusturya’da yakalandıktan sonra avukatları aracılığıyla Türkiye’de yargılanmak istediğini söylemişti. Korkmaz’a isnat edilen suçların ABD’deki cezasıyla bu eylemlerin Türk Ceza Kanunu’ndaki cezaları arasında büyük fark olduğunu dile getiren Köprülü, „Türkiye’ye gelmesi durumunda yargılanıp mahkum olması durumunda alacağı ceza kıyaslanmayacak kadar düşük. Bu nedenle Türkiye’ye gelmek istediğini düşünüyorum“ değerlendirmesi yapıyor.

ABD’de hazırlanan iddianamede Korkmaz’ın, Lüksemburg ve Türkiye’deki banka hesaplarına gönderme yapılıyor ve bu hesaplar aracılığıyla 133 milyon dolar kara para akladığından söz ediliyor. Korkmaz’ın, ABD’nin Utah eyaletinin bölge mahkemesinde Kingston Kardeşler ve Levon Termendzhyan’ın vergi teşviklerinden yararlanarak Amerikan hazinesini dolandırmakla suçlandığı yolsuzlukla da bağlantısı olduğu iddia ediliyor. Korkmaz’ın, kara para aklamadan suçlu bulunursa 20 yıla kadar, dolandırıcılık suçlamasından 20’şer yıla kadar ve yargıyı engelleme suçundan 5 yıl hapis cezasıyla karşılaşabileceği hesaplanıyor. Korkmaz hakkında toplamda istenen hapis cezası ise için 225 yıl.

„Savcılarla anlaşma yoluna gider mi?“

Sezgin Baran Korkmaz, ABD’ye iade edilirse bu yüksek hapis cezalarından kurtulmak için savcılarla anlaşabilir mi? İran’a yönelik yaptırımların delinmesiyle ilgili davada savcılarla anlaşma yapan Reza Zarrab, Türk hükümetiyle nasıl işbirliği kurduğunu ABD yargısıyla paylaşmış, hakkında açılan davada sanık sandalyesinden kalkarak tanık olarak dinlenmiş ve tutuklu bulunduğu cezaevinden de serbest bırakılmıştı.

Korkmaz ise Zarrab gibi savcılarla anlaşma ihtimaliyle ilgili Sözcü gazetesine yaptığı açıklamada „İkinci bir Reza Zarrab olmayacağım. Ben bayrağına, vatanına bağlı bir Türk vatandaşıyım“ ifadelerini kullandı. Ancak hukukçular, Korkmaz’ın durumunun hukuki olarak farklı olduğuna dikkat çekiyor.

Ceza hukukçusu Köprülü, Korkmaz’ın Amerikan hazinesine zarar veren suçlarla itham edildiğine işaret ederek „Savcılarla anlaşması mümkün. Yine yargılanıp da mahkum olması durumunda alacağı cezadan daha az bir cezayı kabul edebilir. Ancak durumu Rıza Zarrab’la aynı değil. Korkmaz hakkında iddia Amerikan Vergi İdaresi’nin dolandırılması sonucunda elde edilen yasa dışı kazancın ya da kara paranın aklanmasına iştirak etmek. Burada Amerikan hazinesinin doğrudan bir zararı var“ diyor.

Avukat Cahit Akbulut da ABD’de federal mahkemelerde yargılanan sanıkların yüzde 90’ının savcılıkla anlaşma yaparak hakkındaki suçlamaları kabul ettiğini ve sonrasında da bildiklerini itiraf ettiklerini söylüyor. ABD’deki savcıların mahkemeye daha fazla delil sunup Korkmaz’ı köşeye sıkıştıracağını ve itirafçı olmasını sağlamaya çalışacağını belirten Akbulut, „ABD’de kara para aklamanın, ABD hazinesini dolandırmanın ceza oranları Türkiye’den çok daha yüksek. Korkmaz’ın işi çok zor, Zarrab’tan daha kötü durumda. Çünkü vergi dairesini 500 milyon dolar dolandıran bir suç çetesinin içinde olmakla suçlanıyor“ diyor.

Hukukçular, Sezgin Baran Korkmaz’ın ülke dışına çıkmasının yasaklanması suretiyle iade prosedürü sona erene kadar tutuksuz olarak yaşamına Avusturya’da devam edebileceğini söylüyor. Avusturya’daki mevzuata göre, iade süreci devam ederken Sezgin Baran Korkmaz’ın sınır dışı edilmesi de mümkün değil.

 

İlgili linkler: https://www.yenivatan.at/sezgin-korkmaz-avusturyada-tutuklandi-avusturya-teslim-eder-mi-yeni-vatan-gazetesi-sordu/

https://www.yenivatan.at/avusturya-mahkemesi-korkmaz-davasinin-su-detayina-dikkat-tuerkiyedeki-siyasi-durumu-goez-oenuende-bulunduracak/

https://www.yenivatan.at/sezgin-baran-korkmaz-viyana-josefstadt-hapishanesinde-saat-1500i-bekliyor/

 

Relevante Artikel

Back to top button
Cookie Consent mit Real Cookie Banner