Cennet ve Cehennem: 2024 -“Avrupa Kültür Başkenti“ -Salzkammergut 

Cennet ve cehennem arasında kalan insanlar. Kafalarımızı uykudan kaldırma zamanı! Bir yanda cennet bir yanda cehennem.

Birol Kılıç,  Viyana’dan analiz ve gözlemler, 22.02.2024

Avusturya temsilciliğinde üyesi olduğum, merkezi Brüksel’de olan ve tüm Avrupa’da bulunan ülkelerde yerli ulusal basın mensuplarının üye olduğu „Avrupa Gazeteciler Birliği’nin“ ( „Foreign Press Association in Vienna“ değil.) eski başkanı ve şu anda Onursal Başkanı değerli dostumuz Sayın Otmar Lahodynsky, Ocak 2024’ten itibaren Avrupa’nın Kültür Başkenti seçilen Yukarı Avusturya ve Salzburg üçgeni içinde yer alan SALZKAMMERGUT adlı ormanlık, dağlık ve göller merkezinin resmi kataloğu içinde yer alan önemli kişilerin kaleminden çıkmış 60 eserden bir tanesi olan metni „Cennet ve Cehennem” başlığıyla yazdı. Bunu Yeni Vatan Gazetesi Türkçe ve  Türkische Allgemeine ise Almanca ( Hölle und Himmel) yayınladı.

„Avrupa Kültür Başkenti“ unvanı 1985 yılından bu yana Avrupa’daki şehir ve bölgelere verilmektedir. Tarihte ilk kez 2024 yılında Alp Dağları’nın iç kesimlerinde, kırsal bir bölge olan SALZKAMMERGUT bu unvanı aldı. Salzkammergut’tan yapılan resmi açıklamaya göre, “Bad Ischl sancak kenti ile Yukarı Avusturya ve Steiermark’taki diğer 22 belediye, sanat, kültür, iş dünyası ve turizmin etkileşimiyle kendini yeniden keşfeden bir kültür bölgesi geliştiriyor.“

Bu çalışmasını „Türkische Allgemeine“ için tekrar toparlayan ve metnin içinde kendisinin olduğunu hiç fark ettirmeyen usta kalem Otmar Lahodynsky’nin, acılı bir tarihi çok sade bir dille yazması özellikle Almanca dilinde derin tesir bırakıyor. Çünkü SALZKKAMMERGUT gerçekten Avusturya’nın değil dünyanın tasvir edilen adeta cennetten kopyalanmış güzellikleriyle ve derin bir tarihiyle ünlü.

Bu kısa cehennem ve cennet hikayesi, aslında cennet gibi gözüken veya cennet gibi bir ortamın iktidarlar tarafından cehenneme dönüştürülmesinin hikayesi.

Bu bölgelerdeki özellikle Protestan Hristiyan ve Yahudi asıllı insanların Katolik Avusturya Macaristan İmp. Kayser ile tanımlanan iktidar tarafından dinci baskıları, Türkiye’deki Osmanlı’nın özellikle 16. yüzyılda Yavuz Sultan Selim iktidarından sonra İdrisi Bitlis’le anlaşmasını hatırlatıyor.

Kendi köküne kibrit suyu döktüler

İki tarafın da tarihini az çok bilen bir kişi olarak söyleyebilirim ki; Osmanlı’nın özellikle Türkmen asıllı tebaasına yaptığı soykırıma varan katliamlar, yağma (pogrom), tehcirler ( deport), şiddet ve baskı ile asimilasyonlar 400 yıl sürerek benzerlik gösteriyor. Yüz katı şiddetiyle daha kötü. Osmanlı hakkında Avusturya Bilim Akademisi ortaklığı önemli bir imza atmış bir yayıncı olarak herhalde Almanca dilinde Osmanlı’nın özelikle başta Balkan ve Anadolu’da bardağın dolu tarafında bakacak olursan Hiristiyan, Yahudi veya Hırvat, Sırp, Yunan ve Ermenilere çok iyi davrandığını 22 bilim insanın araştırmalarını içeren metinlerle 800 sayfalık bir eseri yayınlamış bir yayıncı olarak bu eleştirileri yapabilecek hem bilgi hem de tecrübeye sahibim. Osmanlı veya batıda Atamanlı diye bilen İmparatorluk kendi kuruluş felsefesine ve kurucu unsurlarını Yavuz Sultan Selim dönemi ile toprak olarak büyürken köküne kibrit suyu dökerek aynı dönemden kısa bir süre sonra oğlu Sultan Süleyman ile birlikte aslında duraklama daha sonra çöküş süresine girmiştir.

Kimse sizi susturmuyor, ürkütmüyor ve korkutmuyor 

Avusturya demek bir „ KULTUR NATION“ demek.Avusturya kendi tarih ve turizm tanıtımında inanılmaz başarılı bir ülke.Avusturya, tarihiyle geç de olsa çok büyük aşamalar katederek kendi tanıtımını yaparken bir yandan acılı tarihinin üzerine ne sisleme ne karanlık içinde bırakma ne de „ Bu konuyu kapat konuşmamayız. Devlet, millet ve din düşmanlığı yapmayın“ gibi korkutmalarla kimseyi susturmuyor.

1918’den sonra 2024’te Avusturya nerede Türkiye nerede?

Ne kadar sağa kaysa bile bunu Avusturya başardı ve başarıyor. Çünkü Avusturya’da hukuk devleti ve kuvvetler ayrılığı hala işliyor. Çok seslilik var. Evet Avusturya Macaristan Imp. ardılı Avusturya Cumhuriyeti ile 1918’de Osmanlı İmparatorluğu’nun ardılı Türkiye Cumhuriyeti’ni son yüz yılda ne yaptılar diye karşılaştırmak gerek…Avusturya bir de İkinci Dünya Savaşı’na katıldı. Yıl 1945! Yıkım, yıkım ve yine yıkım!

1918’e bakın. 2024’te Avusturya nerede Türkiye nerede? Türkiye´de iktidar Türkiye Cumhuriyeti´nin Atatürk ile son 2002 yılına kadar kazanımlarını yıkmakla sanki meşgul…Türkiye Cumhuriyeti 2024 yılında adeta “Cehennemi” yaşıyor… Her alanda…Erzincan İliç örneği ve Türkiye´nin batısından doğusuna her yerde görülen buz dağının su üstünde görünen kısmı gibi

Bindirdiler bir alamete götürüyorlar kıyamete

Cennet ülke Türkiye 2024’te Ankara iktidarıyla „Bindik bir alamete gidiyoruz kıyamete“ diyerek cehenneme doğru gidiyor… Cennet ve cehennem arasında kalan insanlar. Kafalarımızı uykudan kaldırma zamanı! Bir yanda cennet bir yanda cehennem.

İlgili metinler

Yeni Vatan Gazetesi > 2024 “Avrupa Kültür Başkenti“ Salzkammergut: “Cennet ve Cehennem”

Türkische Allgemeine> Himmel und Hölle

 

 

Relevante Artikel

Back to top button
Fonds Soziales Wien
Cookie Consent mit Real Cookie Banner