
Trump çelişkisi-ABD raporları: İran’ın nükleer tesisleri yok edilmedi
ABD medyası ABD istihbarat raporlarına dayanarak Salı günü, saldırıların santrifüjleri ve zenginleştirilmiş uranyum stoklarını tamamen yok etmediğini bildirdi. Bazı tesislere erişim engellendi, ancak yer altı binaları tahrip edilmedi.
NEW YORK. ABD istihbarat ve bilimsel raporlarına göre, ABD saldırıları İran’ın hangi nedenli olursa olsun „nükleer programını“ sadece birkaç ay geciktirdi. ABD Başkanı Donald Trump bu raporları yalanladı. “İran’daki nükleer tesisler tamamen yok edildi!” Amerikalı Demokratlar, „Birisi yalan söylüyor. Bu Trump. ABD’nin başını belaya sokan, Amerikan Kongresi’nden izin almadan ABD’yi saldırgan bir şekilde İran’a saldırtarak savaşa sokan Trump görevden alınmalı.“ açıklamalarıyla dikkat çekti
Sözcü: Rapor gerçek ama “tamamen yanlış”
Kısa bir süre önce Beyaz Saray sözcüsü Karoline Leavitt, istihbarat değerlendirmesinin gerçekliğini doğruladı. Ancak, bunun “tamamen yanlış ve ‘çok gizli’ olarak sınıflandırılmış olmasına rağmen sızdırılmış” olduğunu söyledi. Bu “sözde değerlendirmenin” yayılması, Trump ve “cesur savaş pilotlarını” itibarsızlaştırmak için “açık bir girişim” olduğunu belirten Leavitt, X´de “görev mükemmel bir şekilde gerçekleştirildi. 14 adet 30.000 poundluk bombayı hedeflerine mükemmel bir şekilde attığınızda ne olacağını herkes bilir: tam bir yıkım.” diye yazdı.
Trump: “Muhteşem askeri başarı”
Trump,“ ABD’ye ait B-2 savaş uçakları hafta sonu iki İran nükleer tesisini GBU-57 tipi sığınak delici bombalarla vurdu. Bir denizaltı ise üçüncü tesisi Tomahawk seyir füzeleriyle saldırdı“ diye kamuoyunu bilgilendirdikten sonra saldırıları “muhteşem bir askeri başarı” olarak nitelendirdi ve nükleer tesislerin “yok edildiğini” söyledi.
İran hükümeti Salı günü, nükleer programın devamını sağlamak için “gerekli önlemleri” aldığını açıkladı.
İsrail Başbakanı Netanyanu ise İsrail kamuoyun farklı bir açıklamayı dün canlı yayında yaptı ve kendi X‘ sayfasında bu konuşmasını yayınlayarak İran’a karşı büyük bir zafer kazandığı ve ateşkes imzalana kadar İran’ı vurduklarını ifade eden konuşmasını yayınladı.
Kamuoyunun tek taraflı bilgilendirmemek için Netanya’nun bu İsrail’de kendi vatandaşlarına bu propaganda konuşmasının Türkçeye çevirisi aşağıda veriyoruz.
Bu da Netanya’nun en son İsrail’deki halka konuşmasının Türkçe tercümesi. Bilgilenmek ve karşılaştırmak için önemli
Sevgili İsrail vatandaşları,
“Am Kalavi” operasyonunun on iki günü boyunca, nesiller boyu sürecek tarihi bir zafer kazandık. İki acil varoluşsal tehdidi uzaklaştırdık: nükleer bombalarla yok edilme tehlikesi ve 20.000 balistik füzeyle yok edilme tehlikesi.
„Savaşı kurnazlıkla yürüteceksiniz.”
Şimdi harekete geçmezsek, İsrail Devleti çok geçmeden yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kalacaktı. Ama bu olmadı. Çünkü karar anında bir aslan gibi ayağa kalktık, bir aslan gibi durduk ve kükrememiz Tahran’ı sarsarak tüm dünyaya yankılandı. Dini kaynaklarımızda şöyle yazıyor: “Savaşı kurnazlıkla yürüteceksiniz.” “Am Kalavi”nin sürpriz ilk saldırısı, İsrail savaşlarının tarihine geçecek ve tüm dünya orduları bunu öğrenecek.
Tek bir darbeyle İran’ın en üst düzey liderlerini, aralarında üç genelkurmay başkanı ve birçok üst düzey yetkiliyi ortadan kaldırdık. Ve o anda İran’ın önde gelen nükleer bilim adamlarını da ortadan kaldırdık – bilgiye sahip olanları, nükleer programı yönetenleri, bize yıkım ve ölüm getirmeye çalışanları. Natanz’daki ana zenginleştirme tesisini, İsfahan’daki uranyum dönüşüm tesisini ve Arak’taki ağır su tesisini yok ettik.
Dostumuz Başkan Trump, benzeri görülmemiş bir şekilde bizim yanımızda yer aldı. Onun liderliğinde, ABD ordusu Fordo’daki derin zenginleştirme tesisini yok etti. İran’ın nükleer programına ait laboratuvarlar ve santrifüj fabrikaları da dahil olmak üzere düzinelerce tesisi daha saldırdık. Yedi yıl önce Mossad’ın, İran’ın gizli nükleer arşivinin çekirdeğini ülkeye getirdiğimiz muhteşem operasyonu muhtemelen hatırlıyorsunuzdur. Ardından, İran’ın İsrail devletini yok etmek için yürüttüğü nükleer programı Başkan Trump’a, tüm dünyaya ve siz İsrail vatandaşlarına ifşa ettik. Bugün, bu operasyonla görevimizi tamamladık ve tüm arşive ulaştık. Bu arşiv, İran’ın nükleer bomba üretimi ile ilgili tüm bilgilerini içeriyordu. Bunu da başardık.
On yıllardır size İran’ın nükleer silaha sahip olmayacağına dair söz verdim. Aslında, savaşçılarımızın hızlı müdahalesi sayesinde İran’ın nükleer projesini durdurduk. Ve İran’da bu projeyi yeniden canlandırmaya çalışan olursa, böyle bir girişimi engellemek için aynı kararlılık ve güçle hareket edeceğiz. Tekrar ediyorum: İran nükleer silaha sahip olmayacak. Aynı şiddet ve kararlılıkla İran’ın füze endüstrisini de yok ettik.
Düzinelerce füze fabrikasını yok ettik. Füze cephaneliğini ağır hasara uğrattık. Fırlatma rampalarının çoğunu imha ettik. Birçok durumda, ölümcül füzeleri İsrail’e fırlatmadan dakikalar önce imha ettik. İran’ın on binlerce balistik füzeyle birkaç yıl içinde İsrail’in varlığını tehdit etme niyeti de ortadan kaldırıldı. İran rejimine gelince, ona yıkıcı darbeler indirdik. Çok sayıda üst düzey yetkilileri ortadan kaldırdık, karargahları yok ettik, Devrim Muhafızları ve Basij milislerinin üslerine saldırdık ve rejimin sembollerine zarar verdik. Ve bu sabah, ateşkesin başlamasından birkaç saat önce, Ayetullah rejimine savaşın başlangıcından bu yana en ağır darbeyi, tarihinin en ağır darbeyi indirdik. Yüzlerce rejim üyesini, Tahran’ın son 50 yılda gördüğü en yıkıcı saldırıda ortadan kaldırdık.
İsrail vatandaşları, dostum Başkan Trump ve Amerika Birleşik Devletleri’ne İsrail’in savunulmasına ve İran’ın nükleer tehdidinin ortadan kaldırılmasına katkılarından dolayı teşekkür ederim. Amerika Birleşik Devletleri’nin bu kampanyaya sadece savunma değil, saldırı olarak da katılması tarihi bir olaydır. Böyle bir şey daha önce hiç olmamıştı. Bu, Dışişleri Bakanı Dermer ile birlikte Başkan Trump ve ekibi nezdinde yürüttüğümüz diplomatik çabaların sonucudur. Ve şunu söylemeliyim ki: İsrail, Beyaz Saray’da Başkan Trump’tan daha büyük bir dostu hiç olmamıştır ve ortak çalışmalarımız için kendisine çok teşekkür ediyorum. Bu, İsrail’in ulusal güvenliği, her birinizin, çocuklarınızın ve torunlarınızın güvenliği ve tüm Ortadoğu için muazzam bir öneme sahiptir. İsrail vatandaşları, 7 Ekim’de uçurumun eşiğindeydik. Ülkemizin tarihindeki en büyük felaketi yaşadık. Ancak hükümetin, güvenlik güçlerinin ve sizlerin, halkın birleşik güçleri sayesinde toparlanabildik ve tüm gücümüzle karşılık verdik.
Yirmi ay sonra, İran’ın hava sahasını kontrol altına aldık ve ona hayal bile edemeyeceği benzeri görülmemiş bir bedel ödetmiştik. Ancak, parlak başarılarımıza rağmen, coşku dalgasının üzerine çıkmıyoruz. Kendimizi beğenmiş değiliz, kibirli değiliz, tam tersine. Gazdan ayağımızı çekmeye niyetimiz yok. İran eksenine karşı savaşı sonuna kadar sürdürmeli, Hamas’ı yenmeli ve tüm rehinelerimizin – hayatta olanların ve ölenlerin – serbest bırakılmasını sağlamalıyız. Kaçırılanların ailelerine şunu söylüyorum: Savaş sırasında bile, tüm esirlerimizi eve getirmek için çabalarımızdan bir an bile vazgeçmedik. Hem hayatta olanları hem de ölenleri. Ve bu kutsal görevimizi yerine getirene kadar vazgeçmeyeceğiz. Ve geride kalanlara şunu söylüyorum: Sevdikleriniz, kahramanlarımız, boşuna canlarını vermediler. Çünkü onların cesareti ve fedakarlıkları, İran eksenini kırmamızı sağladı. Gazze, Lübnan, Suriye ve Yahudiye ve Samiriye’de terörle mücadelede elde ettiğimiz büyük başarılar olmasaydı, Tahran’a ulaşamazdık.
İran’ın kötü eksenini ortadan kaldırarak, bölge halkları için barış ve refah eksenini açıyoruz – ve size şunu söylüyorum: bunun ötesinde de. Bu konuda yoğun bir şekilde çalışıyoruz ve eylemlerimizi açıklamanın zamanı gelecek. Tüm mağdurlara cömertçe tazminat ödeyeceğiz ve İsrail ekonomisini yeni bir başarıya ulaştıracağız. Bu zaten gerçekleşiyor. İsrail vatandaşları, bu iç cephe operasyonunda ağır bir bedel ödedik. Hepimiz şehitlerin ailelerine sonsuz sevgiyle sarılıyoruz. 7 Ekim’den bu yana bu harekâtta yaralanan tüm yaralıların ve ruhen ve bedenen yaralananların tamamen iyileşmesini diliyoruz. Geçtiğimiz günlerde İran füzeleriyle ağır hasar gören birkaç şehri ziyaret ettim. Birçok ev hasar gördü ve sakinlerine söz verdiğimiz gibi, onları yeniden inşa edeceğiz. İsrail vatandaşları, tüm kalbimle teşekkür etmek istiyorum: Genelkurmay Başkanı Tümgeneral Eyal Zamir’e; İsrail ordusunun komutanlarına ve askerlerine; Mossad Başkanı David Barnea’ya ve Mossad ajanlarına; Hava Kuvvetleri Komutanı Tümgeneral Tomer Bar’a; cesur pilotlarımıza – harika bir iş çıkardılar; özverili kara birliklerine; istihbarat teşkilatı başkanı Tümgeneral Shlomi Binder ve istihbarat personeline.
Düşmanın sırlarını şaşırtıcı bir yaratıcılıkla ortaya çıkardılar; AMATZ başkanı Tümgeneral Oded Besiuk’a kampanyayı yönetmesi için; askeri sekreter Tümgeneral Roman Goffman’a; iç cephe komutanlığına; İsrail polisi; birçok hayat kurtaran itfaiye, sağlık ve kurtarma ekipleri.
Ve tabii ki Savunma Bakanı Yisrael Katz’a ve tüm bakanlara ve hükümet temsilcilerine teşekkür etmek istiyorum. Hepsi bu tarihi kararın arkasında durdular ve her biri kendi alanında hareket etti. Hepsi, istisnasız, bu zorluğun üstesinden geldi. Ama her şeyden önce sizlere, İsrail vatandaşlarına teşekkür etmek istiyorum. Bu, ulusal gurur, birlik ve her İsrail vatandaşının dik durup “Birlikte, hayal edilemeyeni başardık” diyebileceği bir andır. Kalavi halkı yeniden dirildi. İsrail halkı yaşıyor. Ve Tanrı’nın yardımıyla, ebedi halk İsrail’in sonsuzluğunu güvence altına alacaktır. “
Kaynak:



