“1912’de Avusturya Macaristan Bahriyelileri kısa bir süre için İstanbul’u işgal etmişti“

Viyana merkezli yayınevimiz „Neue Welt Verlag“ ve Yeni Vatan Gazetesi’nin birlikte yayınladığı Kırmızı Beyaz Kırmızı adlı eserin yazarı İsmail Tosun Saral’ın, “1912’de Avusturya Macaristan Bahriyelileri kısa bir süre için İstanbul’u işgal etmişti“ başlığıyla toparladığı önemli makale şöyle:

İsmail Tosun Saral [1]

2 Şubat 2023 günü Almanya, Fransa, Belçika, ABD, Hollanda, İngiltere, Kanada ve İsviçre İstanbul Başkonsolosluklarını “olası terör saldırısı” tehlikesini bahane ederek  ikinci  bir duyuruya kadar kapattı. Bu  uluslararası kriz bizlere tarihin tekerrür ettiğini  bir kere daha hatırlattı.

Bundan  yüz yıl önce benzer bir olay yaşanmış güçlü devletler  Balkan Harbi sürerken İstanbul’daki  sefaretlerini ve vatandaşlarını korumak bahanesiyle İstanbul önüne donanma yığmış, karaya asker çıkarmıştı. Aşağıdaki yazıda o günlere yeniden şahit olacak ve eminim ki milli birlik ve beraberliğimizi daha da sıklaştırmak için elinizden geleni ardınıza bırakmayacaksınız.

Tarihimizin o en karanlık,  meşum, ibretlik günlerini hep hatırlayalım. Montrö Boğazlar Sözleşmesi’nin biz Türk milleti için ne kadar önemli olduğunu bilelim, hiç aklımızdan çıkarmayalım.

Çatalca önünde süre gelen Türk Bulgar muharebesinin top  sesleri İstanbul‘da duyuluyor, Avrupa Devletleri Bulgar Ordusunun  bir hamle ile Türk savunma hattını yarıp geçmesinden, İstanbul’a doğru yürümesinden, bozgun halindeki Türk askerlerinin veya zafer sarhoşu Bulgarların  da İstanbul’a yığılıp yağma yapmasından  korkuyorlardı.[2] Müslüman halk arasında gözle görülür bir heyecan, korku  olmamasına rağmen birçok İstanbullu Hristiyan aile,  şehri terk ederek özellikle Anadolu yakasındaki banliyölere veya yurt dışına  gitmeye başladılar. Bazıları da gayri müslim halkın yoğun yaşadığı  Pera’ya eş dost yanına kaçtılar, çünkü ordu Çatalca’dan çekilirse huzursuzluk çıkacağına dair genel bir kanaat vardı.[3] Derken panik havası Müslüman halka da yansıdı. Birkaç gün içinde,  yüzlerce aile eşyalarıyla birlikte Anadolu yakasındaki Üsküdar veya banliyölere taşındı. Bazı aileler Bursa’ya gittiler.

Bu nedenle  İstanbul’daki Avusturya-Macaristan Konsolosu Avusturya, Macar ve Alman kolonilerini korumak için 3 Kasım 1912 günü devletinden acil önlemler almasını istedi. Bu istek üzerine düvel-i muazzama aciz Bab-ı Âlî‘yi  İstanbul Rumlarını, Ermenilerini, Levantenlerini, Avrupalıları ve hatırı sayılır bir yabancı nüfusa sahip diğer büyük şehirlerde düzeni sağlayabilecek durumda görülmediği için,  4 Kasım 1912 de boğaza donanma yığmaya karar verdi. [4] İstanbul’daki büyükelçiler  de savaş gemilerinin Çanakkale Boğazı’ndan serbest geçebilmeleri için Bab-ı Âlî’den izin istediler. [5]

9 Kasım 1912 günü Romanya, İspanya ve Hollanda, birer savaş gemisi gönderme yetkisi için Bab-ı Âlî’ye başvurdu. Türk Hükümeti konuyu görüşüp  saat 13’te kabul yanıtını verdi.[6]

Böylelikle Fransız donanmasından Léon Gambetta zırhlısı, [7] İngiliz donanmasından Hampshire, İtalyan donanmasından Beneditto Brin ve Emanuele Philiberto, [8] İspanyol donanmasından  Reina Regente, Hollanda donanmasından Celderland, Avusturya Macaristan donanmasından Admiral Spaun, Aspern, Radetzky, Maria Theresia, Erzherzog  Franz  Ferdinand, Zrinyi, Scharfschütze ve Uskoke  torpedobotları[9]  Çanakkale Boğazından  geçtiler ve Boğaziçi’nde demirlediler.  Rus donanmasından  Kagul zırhlısı da Sevastopol‘dan geldi.

Avusturya-Macaristan Büyükelçiliği’nde 14 Kasım 1912 günü limandaki Fransız savaş gemilerinin amirali, İstanbul Jandarma  Komutanı ve Pera Kaymakamının katıldığı ve huzursuzluk ve kargaşa çıkması durumunda alınacak tedbirlerin görüşüldüğü bir toplantı düzenlendi.[10]

Yabancı savaş gemilerinin kaptanları 17 Kasım 1912 günü öğleden sonra Fransız kruvazörü Leon Gambetta’da Fransız Tuğamiral Fournet başkanlığında bir toplantı yaptılar, Pakrikhane, elçilikler, konsolosluklar, hastaneler, yabancı okullar  gibi çeşitli noktaları korumak için karaya asker çıkarmayı kararlaştırdılar. [11] Bu toplantıya Rus kruvazörü „Kagul“den Kaptan Denisoff,  „Goeben“den Kaptan  Philip, İngiliz kruvazörü „Hampshire“den Kaptan  Hunter, Alman  filosu komutanı  Tuğamiral Trummler, İtalyan zırhlısı „Beneditto Brin“den Kaptan Resio, İspanyol kruvazörü „Reina Regente“den Kaptan Miranda, İtalyan kruvazörü „Emanuele Philiberto“dan Kaptan  Morino, Flemenk (Hollanda) kruvazörü „Gelderland“dan Kaptan Guebin, Avusturya kruvazöründen Kaptan Welzesheim, Romanya kruvazörü „Elisabeta“dan Kaptan Negru, Fransız kruvazörü „Jeanne d’Arc“dan Kıdemli Yüzbaşı Pamard, Birleşik Devletler ganbotu „Scorpion“ Komutanı Upham, Alman, „Vineta“dan Kaptan  Sievers, „Loreley“den Kaptan von Armin, „Rostivlav“ zırhlısı komutanı Kaptan Sabline, Rus gambotu „Khivinets“in komutanı Swiguine, Yüzbaşı Wrightson, Fransız amiral heyetinden Kaptan Douxaime, Fransız amiral heyetinden Kıdemli Yüzbaşı Glorieux katıldılar.

İstanbul’a yollanan Avusturya Macaristan savaş filosu 15 Eylül 1912’den bu yana, Tuğamiral Eugen Ritter von Chmelarz tarafından komuta ediliyordu. Filonun sancak  gemisi ise  „Erzherzog Franz Ferdinand“ zırhlı kruvazörü idi. Filonun toplam mürettebatı yaklaşık 8600 denizci  olup  gerekirse, bir çıkarma eylemi için silahlı ve birkaç makineli tüfekli yaklaşık 1600 denizci ayrılabilecek güçte bulunuyordu.[12]  Admiral Spaun zırhlısından 50, Aspern zırhlısından 30 denizci 18 Kasım 1912 günü sabah saat 05‘te karaya çıkarak Péra’yı (Beyoğlu), Galata’daki Avusturya Bankverein şubesini, Sent. Georg Avusturya Macaristan Okulunu tuttular, makineli tüfeği çattılar. Tarapya, Bebek, Rumeli Hisarı, Yeniköy, Büyükdere ve Haydar Paşa kıyılarına da devriye botları yollandı.[13]

Berliner Tagblatt muhabiri, yabancı birliklerin İstanbul’a asker çıkarmaları ile ilgili şu haberi gazetesine geçti: [14] “ 19 Kasım 1912 günü sabah saat 10’dan itibaren top sesleri tekrar duyulmaya başlandı. Sabah saat  9 sularında, bir Rus kruvazörü Galata köprüsünden geçerek Haliç‘e girdi ve Patrikhane yakınlarındaki Rum mahallesi Fener’e karşı demirledi. Bu sabah yabancı savaş gemilerinden  karaya çıkan  müfrezeler İstanbullu Rumların yaşadığı Fener mahallesini, Pakrikhane ve elçilikler ile konsolosluklar gibi çeşitli noktaları tuttu. Rus müfrezesi süngü takmış olarak Pera’ya çıktı.  Çıkarmadan önce savaş gemilerinin projektörleri kıyıyı iyice aydınlatmıştı. Topların avazı de gecede duyulabiliyordu.

Fransız kruvazörü Victor Hugo, İstanbul’un Asya sahilinde bulunan  Kadıköy banliyösüne doğru yöneldi. Bir Hollanda ve bir İspanyol kruvazörü,  Kumkapı, Yenikapı ve Samatya ilçeleri önüne yanaştı. Öğleye doğru toplar sustu. İstanbul sokaklarında bu sabahtan beri olağandışı bir hareketlilik görüldü, ancak savaş halkı hiç etkilemiyor. Türkler kesin  sonucu bekliyorlar. Türkler, yabancı denizcilerin hükümetle anlaşarak karaya çıktığını biliyor ve çıkarmanın Türkiye’nin çıkarları doğrultusunda yapıldığını varsayıyorlar. Buna karşılık  yabancılar denizci müfrezelerinin bulunduğu noktalardaki koşuşturmayı  eğlenceli bir çeşitlilik olarak görüyorlardı. Bu meraklı insan kalabalığı arasında kargaşa nedeniyle tatil edilmiş olan yabancı okullardan birçok öğrenci de bulunuyordu. Hotel Kröcker 100 Avusturyalı denizci  tarafından  koruma altına alınmıştı. İtalyan büyükelçiliğinin, zemin kat parmaklıklı pencerelerinin ardına yerleşmiş olan  Emanuele Filiberto kruvazörünün denizcilerine bakan pek çok meraklı insan toplanmıştı . İngiliz elçiliğinin ön avlusu denizcilerle dolu olup kapıda süngülü nöbetçiler nöbet tutuyordu. Türk polisi meraklı kalabalığı dağıttı. Taksim Meydanında da  renkli  bir hayat hüküm sürüyor. Eski Bulgar elçiliği binasına yerleşmiş olan İspanyol elçiliğinde, ve elçiliğin yanındaki Greko-Fransız lisesinde İspanyol denizciler kalıyor ve onlara pencerelerden  gülerek selam verenlere karşılık veriyorlar. Karaya çıkan askerlere  100 öküz arabası dolusu uyku tulumu verildi. „Elisabeth“ kruvazörü denizcileri, komşu Romanya büyükelçiliğini koruyorlar. Oldukça uzak bir yerde  olan Alman büyükelçiliğinin önünde meraklılar toplanmamıştı. Büyükelçiliğin  ön avlusu, Alman Teutonia kulüp binası, Alman okulu, Alman hastanesi gibi Alman binalarını işgal etmek için harekete hazır  Goeben kruvazöründen denizcilerle dolu. Kağıthane ve Büyükdere yollarının kesiştiği noktada bulunan Şişli kışlasında, yaralı ve hastaların barınması nedeniyle kızılaylı büyük bir bayrak dalgalanıyor. Sokaklar süvariler tarafından korunuyor. Pera’nın her  seyir noktasında pek çok meraklı insan toplanmış, yağmur grisi ufka bakıp topların gümbürtüsünü dinliyor. Öğlene doğru şehir sakinleşti. Tüm yerli ve yabancı mağazalar, dükkanlar açıldı. Bazı yabancı binalar ulusal bayraklarla donatıldı.“ Bu arada kayda değer bir olay yaşandı. Karaya çıkan her bir müfreze bir Türk bayrağı taşıyordu.  Tüfeklerine süngü takmamışlardı. Yanlış anlaşılan bir emir nedeniyle yalnızca Rumen birlikleri tüfeklerine süngü takmışlardı. Ama Türk bayrakları taşıdıkları için, bu olay bir mesele olmadan geçti.”

Hükümet aciz olursa milletin sonu ibretlik olur. Unutmayalım. Hep hatırlayalım.

Kaynaklar:

[1] Emekli İş Bankası Müdürü, Araştırmacı yazar, Türk Macar Dostluk Derneği Başkanı, Macaristan Şovalyesi

[2] Fremden-Blatt, 19.8.1914,s.29,30 „Goeben“.

[3] Montags-Revue aus Böhmen, 11.11.1912,s.4

[4] Pester Lloyd, 4.11.1912,s.3

[5] Die Zeit, 4.11.1912,s.3

[6] Montags-Revue aus Böhmen, 11.11.1912,s.4

[7] Emre Saral- İsmail Tosun Saral, Türklerle Beraber, Osmanlı Cephelerindeki Avusturya Macaristan Askeri Birlikleri, Kronik Kitap, İstanbul, 2020, s. 44,45 “1901 yılında denize indirilen 12.400 tonluk Fransız zırhlısı Leon Gambetta, 27 Nisan 1915 günü İtalyan çizmesinin topuğunda bulunan  Santa Maria di Leuca Burnu’nun 24 km güneyinde Deniz Yüzbaşısı Georg Ludwig Ritter von Trapp kaptanlığındaki U5 isimli Avusturya-Macaristan denizaltısı tarafından batırıldı. Von Trapp, Avusturya-Macaristan İmparatorluğu’nun denizci bir ailesinden geliyordu. 1965 yılında bütün dünyada  sükse yapan “The Sound of Music” isimli film bu ailenin hikayesini anlatmaktadır. “

[8] Emanuele Filiberto ve Aspern 9 Kasım 1912 günü İstanbul’a geldiler. Sontags-Revue aus Böhmen, 11.11.1912,s.4

[9] Die Zeit, 4.11.1912,s.3

[10] Salzburger Wacht, 15.11.1912.s.6

[11] Czernowitzer Allgemeine Zeitung, 21.11.1912,s.1

[12] Die Zeit, 4.11.1912,s.3

[13] Grazer Tagblatt, 18.11.1912,s.2

[14] Czernowitzer Allgemeine Zeitung, 21.11.1912,s.1

Relevante Artikel

Back to top button
Cookie Consent mit Real Cookie Banner