“İslam Haritası” Ludwig ve Raab’ı karşı karşıya getirdi: Ludwig “Bölünmeyi”, Raab ise “Şeffaflığı” işaret etti

Avusturya müslümanlara verilen haklar ile Avrupa’da örnek ülke ama deprem etkisi yaratan ve ülkeyi geren tartışmalar Avusturya hükümetinin „Siyasal İslam“ ı ülkenin demokrasine yıkıcı etkisi olan ve olacak büyük bir sorun olarak ele alması ile oluşan terimlerin, tanımların ve Başbakanlık altında kurulan dokumentasyon dairesinin  etki ve tepkileri üzerinde kilitlenmiş durumda. Bu tartışmaları aslında Türkiye'den biliyoruz.  İşte Avusturya'da ki bu gelişmeler tamamen bu büyük depremin "artçı depremleri"  şeklinde seyir ediyor.  Bu manada geçtiğimiz günlerde kamuoyuna tanıtılan “İslam Haritası”nın etkileri halen sürüyor. Bir tepki de “Prensip olarak dinlerin damgalanmasını red ediyorum” sözleriyle Viyana Belediye Başkanı Michael Ludwig'den (SPÖ) geldi; Ludwig'in “Sosyal Bölünme” vurgusu dikkat çekti. Susanne Raab ise “Viyana kafasını kumdan çıkarmalı” sözleriyle Ludwig'e sert bir karşılık verdi.

VİYANA- Ölümle tehdit edilen ÖVP’li Entegrasyon Bakanı Susanne Raab tarafından, Müslümanlara ait çeşitli dernek ve kurumların ayrıntılı bilgilerinin yer aldığı dijital bir harita olan „İslam Landkarte“ projesinin hayata geçirilmesi ülkede büyük bir tartışma başlattı. Proje, birçok cepheden “Müslüman kurumlar hedef gösteriliyor ve güvenlikleri tehlikeye atılıyor” eleştirisi aldı.

Viyana Belediye Başkanı Michael Ludwig (SPÖ) de pazar günü “Der Standard”a verdiği bir demeçle tartışmaya dahil oldu. Özellikle “sosyal bölünmeye” ve “dinlerin damgalanmasına” vurgu yapan Ludwig, “Bu harita, entegrasyona kesinlikle hiçbir katkı sağlamaz, ancak sosyal bir bölünmeyi teşvik eder. Şehrimizde ve ülkemizde herkesin birlikteliği ve saygılı bir şekilde bir arada yaşaması lehine çok net konuşuyorum ve prensip olarak dinlerin damgalanmasını da red ediyorum.” ifadeleri ile tepkisini ortaya koydu.

Raab’dan anında karşılık geldi: “Viyana yönetimi artık kafasını kumdan çıkarmalı”

Günlerdir tepkilerin odağında olan Entegrasyon Bakanı Susanne Raab, pazar günü krone.at’ye konuşarak kendisine ve projeye yönelik eleştirilere karşı kendisini savundu. Bakan Raab, “şeffaflık” vurgusu yaparak haritanın asıl amacının, kurumların arkasındaki yurtdışı bağlantılarını ve etkilerini gözler önüne sermek, ayrıca tehlikeli fikir ve ideolojilerin yayılmasını engellemek olduğunu bir kez daha ifade etti. Raab açıklamasını şu sözlerle sürdürdü: “Uzmanlar, camilerin nerede Erdoğan tarafından kontrol edildiğini, Bozkurtlar´ın Türk milliyetçi fikirlerini nerede yaydığını ve antisemitizmin nerelerde yayıldığını gösteriyor. Burada şeffaflık istemeyenler bunun ne kadar tehlikeli olabileceğini anlayamıyorlar.“

Viyana Belediye Başkanı Ludwig’in eleştirel tavrına da tepki gösteren Raab, özellikle Viyana’da, on yıllardır derneklerin ve arka bahçelerdeki camii adı altında başka ülkelerden gelen Avusturya’nın seküler çoğulcu demokratik oturmuş düzenini din hürriyeti adı altında karşı savaş açmış dinci ve demokrasi düşmanı partilerin  üzerine örtü örtüldüğüne ve pek çok şeyin gizli kaldığına dikkat çekerek Viyana yönetimine “devekuşu politikalarına son vermeleri” çağrısında bulundu. Raab, Ludwig’e şu sözlerle karşılık verdi: “Bir yanda İslam dini ve entegrasyonu teşvik eden kurumlar ile diğer yanda siyasal İslam ve sorunlu akımlar ve ideolojiler arasında net bir ayrım yapıyoruz. İslam’a karşı değiliz. Olamayız ama siyasallaşmış demokrasi düşmanı dinciliğe karşıyız. Bunu siyasallaşmış İslam’da görüyoruz. Viyana Belediyesi ve Belediye Başkanı Ludwig’e, entegrasyon konularındaki devekuşu politikalarına son vermeleri ve ayrıca sorunların nerede yattığına bakmasını acilen tavsiye ve rica ediyoruz.”

ÖVP’nin dini cemaatlerle olan ilişkilerine tepki

Ludwig ayrıca „Katolik kilisesi temsilcilerinin baskı altına alınmasını da kesinlikle redd ediyorum“ sözleriyle iktidarda ki Hiristiyan Demokrat Halk Partisi ÖVP’nin Vatikan’a bağlı Katolik Kilisesi’ne karşı  düzenlemeyi planladığı artık vergi muafiyeti kiliselere yok  „tam gaz“ eylemini de eleştirdi. Avusturya’da başt ÖMV, Austrian Airlines, POST , Verbund gibi tam özelleştirilmemiş büyük şirketleri Avusturya Devleti adına yöneten ÖBAG’ın Genel Müdürü Thomas Schmid ve Başbakan Sebastian Kurz (ÖVP) arasındaki mesaj trafiğine de atıfta bulunan Avusturya Sosyal Demokrat Partisi Viyana Eyaleti ve Belediyesi Başkanı Michael Ludwig, Hiristiyan Demokrat Halk Partisi ÖVP’nin  dini cemaatlerle olan ilişkilerini bir kez daha sert eleştirdi.

Viyana Eyaleti ve Belediyesi Başkanı atıfta bulunduğu söz konusu bu mesaj trafiğinin, Avusturya Maliye Bakanlığı tarafından İbiza Komitesi’ne gönderilen ve buna göre Başbakanlığın 4 Mart’ta „dini topluluklarla bağlantılı tüm vergi avantajlarının“ bir listesini talep ettiği e-postalardan oluştuğu ve 13 Mart’ta kilise temsilcilerine yönelik “tam gaz” eylem talebinde bulunulduğu Avusturya Parlamentosu Araştırma Komisyonu’ndan dışarı sızmış ve basına konu olmuş ve büyük tartışmalara neden olmuştu.

Ludwig’den “Sosyal Uyum Elçileri” projesine tam destek  

Dinler ve kültürler arasındaki birlikteliği pekiştirmek için harekete geçen Ludwig, Twitter hesabından yaptığı bir paylaşımla, Avusturya Yahudi Cemaati’nin ortodoks Haham Schlomo Hofmeister ve  kısa adı İGGÖ olan ve başında Milli Görüş akımı içinden yetişmiş Ümit Vural’ın olduğu Avusturya İslam Cemmaati’ne yakın İmam Ramazan Demir tarafından başlatılan ve Vatikan‘ a bağlı Viyana Katolik Başpiskoposluğu Vekili General Nikolaus Krasa’nın da içinde bulunduğu “Sosyal Uyum Elçileri” dini projesini üstleneceğini de duyurdu. Projenin amacı, “Antisemitizm, İslamofobi ve ırkçılığa karşı aktif bir duruş sergilemek için dinlerin benzerliklerini ve kökenlerini göstermek” olarak açıklandı.

Avusturya müslümanlara verilen haklar ile Avrupa’da örnek ülke ama
tartışmalar „siyasi İslam’da“  kilitlenmiş durumda

Avusturya’da kısa adı IGGÖ olan Avusturya İslam Cemiyeti İslam Kanunu ile Devlet tarafından resmen tanınıyor ve özellikle okullara atanacak öğretmenler ve kitaplar konusunda tek başına Avusturya Eğitim Bakanlığı’nın koyduğu kurallar çerçevesinde karar verebiliyor ve bu durum geçmişte atanan din öğretmenlerin kalitesi ve okutulan kitaplar konusunda tartışmalara neden olmuştu.

Öğretmenlerin maaşları direkt Avusturya Eğitim Bakanlığı Avusturya’nın Eyalet Yönetimleri üzerinden ödeniyor. İGGÖ ayrıca Avusturya Ordusun’da görev yapan müslüman askerlere kışlada İmam atamasından sorumlu ve bu durumda geçmişte atanan İmamlar’ın başta selefi ve ünvanları konusunda Avusturya Ordusu İstihbarat’ın izin vermemesi haberlere konu olmuştu.  İGGÖ’nün yönetiminde Türkiye’de siyasal İslam’ın aş temsilcisi sayılan Milli Görüş başta olmak üzere  Cumhurbaşkanlığı’na bağlı Türkiye Cumhuriyeti Diyanet İşleri Başkanlığı, MHP ve Süleymancılar‘ a yakın önceden camii dernekleri olara kurulan kurumların atadığı kişiler en çok söz sahibi olması nedeni ile ülkede siyasal İslam tartışmalarına ve gerilimlere neden olduğu yıllardır gözleniyor.
Avusturya´da şu anda 700 binden fazla müslüman yaşıyor. Bu sayının 400 bine yakını Türkiye göçmeni. 150 bine yakın Alevi müslüman ayrıca İGGÖ dışında ALEVİ adı altında Avusturya Parlamentosu’ndan geçmiş İslam Kanunu ile aynı İGGÖ gibi resmen tanınmış durumda. Bu tanınma dünyada bir ilk. Böylece Aleviler Avusturya’da Cem Evleri’ni özgürce aynı hak ve hukukla bir kilise, sinagog ve camii gibi kurabiliyorlar. Avusturya Devleti İslam Kanunu ile İGGÖ VE ALEVİ kurumuna ayrı ayrı mezarlık vererek, dini günlerini tanıyarak başta öğretmen atamaları ve dini kitaplarını okullarda seçmek gibi büyük demokratik haklar vermesi ile Avrupa’da örnek ülke olarak tanınıyor. İsviçre ve Almanya’da bu haklar şu ana kadar  verilmiş değil.   ( yenivatan.at)

 

İlgili Linkler

www.dokumentationsstelle.at

https://www.islam-landkarte.at/

https://www.derislam.at/

http://www.aleviten.at/_de/

Relevante Artikel

Back to top button
Cookie Consent mit Real Cookie Banner